BBP Lideri Mustafa Destici tarihin en büyük siyasi suçlaması ile halkın gözünden düşmeye devam ediyor. Ona göre Cumhur İttifakı üyeleri hariç : Herkes terörist!
Ben, yıllarca Türk Silahlı Kuvvetlerinde hizmet vermiş ve sonrasında işçi olmuş bir Türkiye İşçi Partisi üyesiyim. Ömrüm boyunca, ülkemi sevmekten bir gün bile geri durmadım. Zamanında yurt dışında yaşama imkanım olmasına rağmen, "İlle de vatanım" diyerek bu topraklarda kalmayı tercih ettim.
Şimdi, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'nin attığı bir tweet ve yaptığı açıklamalar sebebiyle, benim gibi sayısız vatandaşın üzüntüsü ve öfkesi had safhada. Mustafa Destici, terörle mücadelenin yalnızca fiziksel bir çatışma olmadığını, siyasi boyutunu da içermesi gerektiğini savunuyor ve terörün siyasi uzantılarıyla mücadele edilmesi gerektiğini iddia ediyor. Ancak bu ifadeler, benim gibi anayasal hak olan parti üyeliğine sahip insanları hedef alıyor.
Ben, hayatımı bu ülkeye adamış bir vatandaş olarak soruyorum: Mustafa Destici'nin beyanlarından dolayı ben terörist mi oldum? Eğer öyleysem, bu durumdan niçin haberim yok?
Destici'nin ifadeleri, sadece benim gibi Türkiye İşçi Partisi üyelerini değil, aynı zamanda demokratik haklarını kullanarak siyasi süreçlere katılan milyonlarca vatandaşı da hedef alıyor. Bu tür suçlamalar, demokratik siyasetin temel ilkelerine aykırı bir durum yaratıyor. Terörle mücadele, hiç şüphesiz her ülkenin en önemli Önceliklerinden biridir. Ancak, bu mücadele siyasi çekişmeler ve karşılıklı suçlamaların odağında yer almamalıdır.
Destici'nin bu tür ifadeleri, toplum içindeki belli bir kesimi hedef almakta ve onları marjinalleştirmekte, siyasi fikir ayrılıklarını adeta bir düşmanlık zeminine taşımaktadır. Terörle mücadele, ulusal bir mesele olmalı ve bu konuda siyasi partiler arasında bir uzlaşı sağlanmalıdır. Ancak, Destici'nin paylaşımları, terörle mücadeleyi bir siyasi silah olarak kullanmaya yönelik bir girişim olarak görülmektedir.
Bu açıklamalar, demokratik bir toplumda kabul edilemez. Siyasi liderler, farklı görüş ve ideolojilere sahip olabilir, ancak onların sorumluluğu bu farklılıkları barışçıl ve yapıcı bir diyalog yoluyla ele almak olmalıdır. Ancak Destici'nin ifadeleri, bu yapıcı yaklaşımın tam tersini temsil ediyor ve toplumu bölünmeye ve düşmanlaşmaya teşvik ediyor.
Sonuç olarak, Mustafa Destici'nin bu paylaşımı, siyasetin nasıl yanlış yönlendirilebileceğinin ve toplumsal barışı ne kadar kolay bozabileceğinin açık bir göstergesidir. Siyasi liderler, toplumu bölen değil, birleştiren, ayrıştırıcı olmayan bir dil kullanmalı ve demokratik değerlere saygı göstermelidir. Türkiye'nin geleceği için, siyasi liderlerin sorumlu ve yapıcı bir tutum sergilemeleri, demokrasi ve toplumsal barış açısından hayati önem taşımaktadır. Siyasi farklılıklar, saygı ve anlayış çerçevesinde ele alınmalı, toplumu bölen değil, birleştiren bir yaklaşım benimsenmelidir.
Evet, ben bir işçiyim, bir asker olarak ülkeme hizmet etmiş bir vatandaşım ve bir siyasi partinin üyesiyim. Ancak, Mustafa Destici'nin açıklamaları, benim gibi milyonlarca insanın vatanseverliğine ve demokratik haklarına gölge düşürmektedir. Siyasi liderlerin, toplumun her kesimini kucaklayan ve birleştirici bir dil kullanmaları gerekmektedir. Terörle mücadele, siyasi puan kazanmak için kullanılacak bir araç olmaktan çok daha fazlasıdır ve bu mücadele, tüm siyasi spektrumu kapsayan bir ulusal mutabakatla yürütülmelidir.
Türkiye, böylesine hassas ve önemli bir dönemde, siyasi liderlerden sorumlu ve kapsayıcı bir yaklaşım beklemektedir. Mustafa Destici'nin bu tür ifadeleri, ülkenin siyasi ve toplumsal yapısına zarar vermenin ötesinde, demokratik ilerlemesine de ciddi bir darbe vuruyor. Bu nedenle, siyasi liderlerin bu tür kutuplaştırıcı ve ayrıştırıcı söylemlerden kaçınması, toplumu birleştiren ve demokratik değerleri ön planda tutan bir dil kullanması şarttır.
Şimdi tekrar Destici’ye soruyorum: Ben Bir basın emekçisi olarak gece gündüz çalışan, solcu, Cumhuriyete inanan, Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri ile yaşamaya çalışan biri olarak, cidden terörist mi oldum? Peki sizin geçmişinizde yer alan terör örgütlerini öven sözleriniz sizi nereye koyar?