Türkiye’de 2025 Asgari Ücreti ve Ekonomik Görünüm Nominal Artış, Gerçek Alım Gücü Düşüşü
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıkladığı 2025 yılı asgari ücret zammı, Türkiye’deki milyonlarca çalışan için büyük önem taşıyor. Yüzde 30 oranında bir artışla, asgari ücret 22.104 TL olarak belirlendi. Ancak bu rakam, sadece nominal bir artışı temsil ediyor. Uluslararası ölçekte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin asgari ücreti, döviz ve altın karşısında ciddi bir değer kaybı yaşıyor ve bu durum, çalışanların alım gücünün azaldığını gösteriyor.
Dolar ve Altın Karşısında Asgari Ücret
Yeni asgari ücret, döviz kuru üzerinden değerlendirildiğinde yaklaşık 627 dolar yapıyor. Bu, geçen yıla göre sadece 47 dolarlık bir artış anlamına geliyor. Uzmanlar, Türk lirasının değer kaybı nedeniyle döviz bazında yaşanan sınırlı artışın, çalışanların alım gücüne yeterince katkı sağlamadığını vurguluyor. Ayrıca, asgari ücretle alınabilecek altın miktarındaki gerileme, Türk halkının gerçek yaşam standardını daha da zorlaştırıyor. Yeni asgari ücretle alınabilecek altın miktarı, Cumhuriyet altını bazında yalnızca 1,13'e kadar gerilerken, çeyrek altınla yapılan karşılaştırmada da ciddi bir düşüş yaşanıyor.
2025 Asgari Ücretin Alım Gücü ve Hayat Pahalılığı
TÜRK-İŞ ve birçok ekonomist, yeni asgari ücreti yetersiz buluyor ve çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağı bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor. Özellikle enflasyon ve hayat pahalılığı göz önüne alındığında, nominal artışın reel anlamda bir iyileştirme sağlamadığı vurgulanıyor. Türkiye’de asgari ücretle geçinenlerin oranı yüzde 40’a yaklaşırken, bu rakam Avrupa’da çok daha düşük seviyelerde bulunuyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik yapısının ciddi bir baskı altında olduğunu gösteriyor.
Avrupa ile Karşılaştırmalı Durum
Euronews Business’ın yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’nin asgari ücreti Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, bazı AB ülkelerinin gerisinde kalıyor. Estonya, Letonya gibi ülkeler, Türkiye’nin asgari ücretinden daha yüksek bir gelire sahipken, Arnavutluk gibi aday ülkelerle benzer seviyelerde kalıyoruz. AB ülkelerinde asgari ücretle çalışan oranı Türkiye’nin çok altında bulunuyor. Örneğin, Slovenya’da bu oran yüzde 15, Fransa’da ise sadece yüzde 11.
Çeyrek Alman İşçisi: 4 Hasan = 1 Hans
Asgari ücretin uluslararası karşılaştırmalarla çarpıcı bir boyuta taşındığına dikkat çekmek gerekiyor. Türkiye’de 4 asgari ücretli işçi, Almanya’daki bir asgari ücretli işçinin kazandığı ücreti topluyor. Almanya’da bir asgari ücretli, saatte 12.81 Euro kazanırken, Türk işçisi bir ayda ancak çeyrek Alman işçisi kadar kazanç elde edebiliyor. Bu tablo, Türkiye’deki asgari ücretli çalışanların yaşam standartlarının uluslararası düzeyde geride kaldığını ve hükümetin ekonomik politikalarının bu durumu düzeltmek için daha kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Ekonomik Politikalarda Değişim İhtiyacı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın "faiz karşıtı" duruşu ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonomi politikalarına dönüşüyle birlikte Türkiye, ekonomik dengesizlikleri aşmaya çalışıyor. Ancak asgari ücretteki artışın, çalışanların yaşam standartlarını iyileştirmeye yetmediği, hükümetin uyguladığı ekonomik politikalara karşı eleştirilerin artmasına neden oluyor. Özellikle, düşük gelirli çalışanlar için düzenli ve adil maaş artışlarının yapılması gerektiği vurgulanıyor.
Yeni Asgari Ücret Yetersiz
2025 asgari ücret zammı, Türkiye’deki milyonlarca çalışanın temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamayacağı noktasında büyük bir soru işareti bırakıyor. Türk lirasındaki değer kaybı ve enflasyon karşısında asgari ücretin reel anlamda bir iyileştirme yapmadığı açıkça ortada. Sendikalar ve ekonomistler, asgari ücretin en az 29.000 TL seviyesine çıkarılmasını savunuyor. Bu süreçte, hükümetin ekonomik politikalarının nasıl şekilleneceği ve asgari ücretle ilgili tartışmaların nasıl bir boyut kazanacağı önümüzdeki aylarda netleşecek.