Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen, 1999 yılında Türkiye’deki 28 Şubat sürecinin ardından sağlık sorunları gerekçesiyle Amerika Birleşik Devletleri’ne gitmiştir.
Bu dönemde Ankara Emniyet Müdürlüğü, Gülen ve örgütü hakkında bir rapor hazırlamış, raporda Gülen’in bir örgüt lideri olduğu ve örgüt mensuplarının Türk emniyet birimlerine sızmaya çalıştığı belirtilmiştir. Bu gelişme, Gülen’in Pensilvanya’daki varlığını uluslararası faaliyetlerin merkezi haline getirmiştir.
28 Şubat Süreci ve FETÖ’nün Yükselişi
28 Şubat süreci, Türkiye’deki askeri müdahalenin ardından Gülen’in emniyet raporlarıyla hedef haline geldiği dönemi temsil etmektedir. Sağlık sorunları nedeniyle Amerika’ya gitmesi, onu daha az görünür kılarken, aynı zamanda FETÖ’nün uluslararası operasyonlarının temelini atmıştır. Gülen, burada, 1997 yılından itibaren bir Vatikan ve CIA projesi olarak adlandırılan dinler arası diyalog misyonunun temsilcisi olarak faaliyet göstermiştir. Bu misyon, Türkiye’nin dış politikasında önemli bir rol oynamaya başlamıştır.
Küresel Güçlerin Desteğiyle Büyüyen FETÖ
Gülen, bu dönemde, Türkiye’de dünya genelinde okullar açma misyonunu üstlenmiş ve FETÖ, bu okullar aracılığıyla küresel bir güç kazanmıştır. 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) iktidara gelmesiyle birlikte, FETÖ, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Emniyet Teşkilatı içinde kadrolaşma çabalarını hızlandırmıştır. Bu süreçte, Gülen’in etkinliği artmış, FETÖ’nün Türkiye içindeki gücü ve etkisi yükselmiştir.
İlişkilerin Gerilmesi ve Paralel Yapı
Ancak 2011’de Gülen’in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan MİT Müsteşarlığı talep etmesi, ikili ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur. Erdoğan, 2013 yılından itibaren "paralel yapı" ifadesiyle Gülen’i hedef almaya başlamış, bu durum FETÖ’nün Türkiye içindeki pozisyonunu zayıflatmıştır. Bu bağlamda, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi, FETÖ’nün tasfiyesine giden süreci başlatmış ve Gülen, Türkiye’de birçok davada yargılanan bir numaralı sanık haline gelmiştir.
FETÖ’nün kuruluşu ve Fetullah Gülen’in tarihi, Türk siyasi tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Gülen’in, uluslararası güçlerin desteklediği bir yapı olarak FETÖ’yü nasıl şekillendirdiği, Türkiye’nin iç politikasında derin etkiler bırakmış ve 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte bu etki tartışmalara neden olmuştur. Bugün, Gülen’in hayatı ve FETÖ’nün geçmişi, Türk toplumu için hâlâ güncel bir mesele olarak öne çıkmaktadır. Bu süreç, sadece siyasi bir yapılanmanın değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel dinamiklerin de bir yansımasıdır. FETÖ’nün tarihi, Türkiye’nin geçmişine ışık tutarken, geleceğine dair önemli dersler barındırmaktadır.