Emevi camisinde namaz kılmaya hazırlandığımız,  herkesin Suriye'nin darbeci, diktasının nasıl olup, 60 yıldan sonra 14 günde yıkıldığının tartışıldığı, Türkler tarafından terörist diye ilan edilen ama Amerika başta olmak üzere ABD'nin batı dostlarının 'müttefiklerimiz' dediği bu ülkedeki Kürtlerin yanı sıra radikal denen ve dünyaya yön verenlerce terörist örgütler olarak adlandırılan muhafazakar grupların nasıl bir Suriye haritası çizecekleri de en çok konuşulan konuların başında gelmektedir. 

Birileri Halep'i 82. vilayet ilan ededursun, diğerleri de Saddam'ın heykelleri misali Esadların heykellerini yıkıp, darbeci baba, oğulun komşumuzdaki 60 yılık izlerini silmeye başladığı, Suriyeli generalleri göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum.

Evet, birileri Suriye'deki haritaları çizedursun ben olayın bir başka yönüne, ABD ve batılı dostlarınca pışpış edilen yani 'bizim çocuklar' dediği askerlere yani bölgedeki ülkelerde darbe yapmakla ünlü asker yakasına yani Suriye'de ki askerlerin 'sözde' geri çekilip, terörist olarak ilan edilenlerin Şam'a kadar ellerini kollarını sallayarak gelmelerine yol açan ve, Esad'ı pardon Esed'i Moskova'ya gönderenlere bakmak istiyorum. 

Çünkü daha yeni yaşanan ve  kara olan Arap Baharı ile başlayıp, Irak'a kadar gelip, Saddam kendisi ve heykellerinin yıkılışının dönemindeki manzaraları bizlere bir kez daha hatırlatan sahnelere baktığımızda o ülkelerdeki askerlerin bu yaşananlarda oynadıkları faktörler öne çıkmaktadır.

Yani, topu, tüfeği, helikopteri, uçağı, bol maaşı, ayrıcalığı olan ve görevleri ülkelerinin sınırlarını korumakla sorumlu Suriye rejim askerinin Suriye'nin yönetimi yetmedi bayrağının değişmesinde oynadıkları role bakılması da gerekir demeye çalışırken uçakları Arap çöllerinde bırakıp, kaçan Saddam'ın göbekli generalleri aklıma geliyor.

Ha bu arada unutmadan yıllardır Esad'ın başbakanı olan şahsın hala o makamda olmasını ve boşaltılmaya başlanan ve ne hikmetse öldürülmedikleri gibi hala görevde olup, cezaevlerine konulmayan Suriyeli generalleri de hesaba katmak gerekir.

Peki bu duruma baktığımızda karşımıza ne çıkıyor ya da ben ne anlatmak istiyorum diye sorulduğunda bu sorulara verilecek olan tek cevabın halkına zulüm edenlerin er geç en yakınlarınca, korumaları dahil generallerince satıldığını söyleyebilirim.

Adına bahar dedikleri ama kara günlere muhatap olan Arap ve Ortadoğu'daki ülkelerde olduğu gibi Irak'ta Suriye'de de bu olmuştur. Yani aile dışarıdan çok içeride tarihte ki adıyla Truva atı, bugünkü adıyla kozmik odanın içindekilerinin katkısıyla yıkılmıştır.

Evet, çoğu ABD, İngiltere, Fransa, Almanya yani batı ülkelerde eğitimlerinin yanı sıra rütbelerini de alanların 'biz falanların askerleriyiz' derken çektikleri kılıçları kınlarına koydukları anda bol maaşlarla yetinmeyip, dışarıdan aldıkları bol ama dolarlı para ve makam karşılığı ile karanlık kapılar ardında Truva atının içinde veya kozmik odalarda yaptıkları gizli anlaşmalarla korumakla sorumlu oldukları Suriye gibi ülkelerde rejimler gibi yetmedi bayrak ve sınırların değişmesine en büyük katkıyı sunmuş olmaktalar.

Kısacası Irak'tan sonra Suriye'de bugün yaşanan nedenlerle ve yıllardır Esad'a pardon Esed'e emir kulluğu yapan ama onu satıp, yerinde kalan ve insanı güldüren 'bir açıklama ile 'Suriye'de özgür seçimlerin yapılması gerekiyor..' diyen Suriye'deki bürokratların başı Suriye başbakanı Celali'ye, oradaki askerlerine bu yönüyle bakmak gerekir diye düşünmekteyim.