Genç adam çok ünlü bir ressam olmak ister. Bunun için o zamanın en ünlü ressamlarından biri olan Hintli ressamdan ders almak ister.

Genç adam Hintli ressama gider ve amacını dile getirir.
Üstad, gence sana istediğin kadar süre veriyorum. Git hayatının en güzel tablosunu çiz ve getir der. Genç altı ay kadar çalışır ve tabloyu bitirip, üstada gösterir.
Üstad; şimdi bu tabloyu gidip şehrin en kalabalık caddesine asacağız der.
Üstad, gence: tablonunda altına " BEĞENMEDİĞİNİZ YERE ÇARPI ATIN" yazısını yazdırır.
Yaklaşık bir hafta sonra üstad, gençle tablonun asıldığı yere giderler. Bakarlar ki tabloda çarpı atılmayan yer kalmamıştır.
Genç, tüm umudunu yitirir. 
Üstad, gencin omuzundan tutarak ayağa kaldırır ve der ki; git istediğin kadar süre senin için en güzel tabloyu çiz ve getir. 
Genç, yaklaşık bir altı ay kadar yine uğraşır ve yeni tablosuyla üstadın yanına gelir.
Üstad, gençle birlikte tabloyu aynı caddeye götürür ve aynı yere şu ifadeyi altına yazarak asar.
"BEĞENMEDİĞİNİZ YERİ SİLİN VE DAHA GÜZELİNİ SİZ ÇİZİN" 
Aradan bir hafta kadar geçer.
Üstad, gençle birlikte tablonun olduğu yere gider ve bakarlar ki, tabolada ne bir silinti ne bir ekleme vardır.
Üstad, gence derki:
"İNASANLAR SENİ ELEŞTİRİR AMA YERİNE YENİSİNİ VE DAHA İYİSİNİ SEN YAP DEDİĞİN ZAMAN SUSARLAR.”