Merhaba sevgili dostlar, sevgili okurlar,

Öncelikle hepinize sevgi ve saygılarımı iletiyorum. İlk defa sizlerle buluşuyorum. İlk birkaç köşe yazımda, kendi hayatımı hikayeleştirerek anlatacağım. Sonraki yazı döneminde ise, bir VETERİNER HEKİM olarak ve hayvan besleme ile yetiştirme konularında, Zootekni Anabilim Dalında doktora yapmamın getirdiği birikimle, hayvancılık üzerine yazılar yazmaya devam edeceğim.

Evet, ilk yazımın başlığı “Beni Başarıya Götüren Oğlak”. Gerçekten de bir oğlağın, benim hayatımı nasıl değiştirdiğini ve beni nasıl başarıya ulaştırdığını, birkaç yazı dizisiyle sizlerle paylaşacağım. Hadi başlayalım!

Ben Kimim?

Ben, dört çocuklu bir işçi ve çiftçi babanın, ev hanımı ve aynı zamanda iş kadını olan bir annenin en küçük bireyiyim. 1978 yılında Adana’nın Ceyhan ilçesine bağlı Gümürdülü Köyü’nde dünyaya geldim.

Gümürdülü Köyü’nün geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Köyün ismi, İzmir’in Gümüldür ilçesinden gelmektedir. Osmanlı döneminde, hayvanlarına yeni otlaklar arayan Yörüklerin bir kısmı, hayvanlarıyla birlikte göç ederek Adana’ya kadar gelip bu bölgeye yerleşmişlerdir. Adana’ya geliş yolunda Manisa, Afyon, Konya, Niğde ve Mersin gibi illerde de akrabalar yerleşmiş, bu akrabalık bağları halen devam etmektedir. Bir kısmı ise Şam’a kadar gittikten sonra, sonradan geri dönerek bu köyü kurmuştur. Köyde “Şanlı” lakaplı aileler bulunmaktadır.

Köylülerimiz, Aydın’dan gelmeleri nedeniyle bölgede “Aydınlı Yörükleri” olarak da anılmaktadır. Yörüklük geleneği sebebiyle köylülerimiz yıllarca yaz aylarında çevre illerdeki yaylalarına hayvanlarıyla birlikte gider, yazları orada geçirir, kışın ise tekrar köylerine dönerlermiş. Ancak günümüzde bu gelenek, gezici hayvancılıktan tamamen yerleşik hayvancılığa geçilmesiyle yok olmaya başlamıştır. Buna rağmen, hayvanlarıyla olmasa da yazları yaylaya gitme geleneği hâlâ devam etmektedir.

Köyümüz, eğitime ve öğretime çok önem veren bir yerleşimdir. Bu nedenle, şehir dışında üniversite tahsili yapmış birçok köylümüz bulunmaktadır.

Annem ve Çalışkanlığı

Hayatımdaki en büyük ilham kaynaklarından biri de annemdir. Annem için “iş kadını” dediğimde, belki çoğunuzun aklına bir fabrikanın sahibi ya da ofis çalışanı bir kadın gelmiştir. Ancak annemin bir fabrikası yoktu. O, ev hanımlığının yanı sıra gerçekten çok çalışkan bir kadındı. Bizleri okutabilmek ve daha iyi bir yaşam sunabilmek için yeri geldi tarlalarda yevmiyeye gitti, yeri geldi hayvanları otlattı.

Tam bir Anadolu kadınıydı. Köylüler arasında çalışkanlığıyla tanınır, gıpta edilirdi. Çalışkanlığı, sabrı ve fedakârlıklarıyla hepimize örnek oldu. Allah tüm annelere sağlık, huzur ve mutluluk versin; onların emeğinin karşılığını ödemek gerçekten çok zordur.

Bu değerlerin arasında büyüdüm ve bugün sahip olduğum birçok şeyi bu kültüre, bu köye ve bu fedakâr aileye borçluyum. Ancak hayatımı değiştiren ve beni veteriner hekim olmaya yönlendiren bir olay vardı: Bir oğlak…

Bir sonraki yazımda, hayatımı değiştiren o küçük oğlağın hikayesini sizlerle paylaşacağım. Sevgi ve sağlıkla kalın!