Korku, dram ve gençlik dolu üç filmle duygularınızı sorgulatacak bir sinema yolculuğuna çıkmaya hazır olun!
İzlenmeyi bekleyen güzel eserler, keşfedilmeyi bekleyen gizli eserler, sisli bir evin çatı katından öneriler, yeraltından öneriler. Ne derseniz diyin. Size kalmış. Şayet önerilerimi izleyip izlememek de size kalmış. Ama ilginizi çekerse, kesinlikle izlemeniz gerek diye düşünüyorum. İlk önerimin yaş sınırı 18+ olmakla beraber, izlediğiniz şeyin ciddi bir filmden çok, absürt bir trajedi olduğunu düşünün. İlk önerim, bir korku filmi, Ve garip bir komedi, trajik bir öykü. Nasıl tanımlayacağımı bilemedim açıkçası.
Cemetery Man (Dellamorte Dellamore), küçük bir kasabada mezarlık bekçisi olan Francesco'nun, mezarlarından kalkan zombilerle başa çıkmasını ve gizemli bir kadına olan trajik aşkını anlatır. İzlediğimiz şeyin bir kitap olduğunu düşünmeye başlamanız olası bir yerden sonra. Motorsiklet süren zombiler bir yanda, bir yanda ise aşkından varoluşunu yitirmeye doğru giden bir ölümlü. Francesco'nun monoton hayatının, seyirciye acı vermesi olası iken film kara mizahını da burada kullanıyor. Seyirciye soğuk duş etkisi yaratırken, bir yandan da kelebeklerin karnımızda gezdiği bir duyguyu betimliyor. Bunu hem zombiler, hem ölüm ve yaşam döngüsü üzerinden işlenen aşk teması. Filme +18 bir film dememin sebebi, filmin çıkış noktası erotizmden besleniyor çünkü. Ailenizle izlemenizi pek önermem. Ama tek başıma oturup hem varoluşsal sancılar hem de zombi filmi izleyeyim derseniz, İlk durağınız olmalı bence. Şunu da ekleyeyim. Filmde Sezen Aksu çalıyor. Hadi bakalım şarkısı. "Öcüler yer seni" kısmını bağdaştırmamak elde değil. Yönetmenin tercihi olan birkaç şey dışında çok iyi bir film bence.
Bir diğer filmimiz, aile filmi sayılabilir. Aslında tam olarak aile filmi demek doğru olmaz. Ama aile bağlarını sorgulatan bir yaklaşımı var bence.
A Perfect World, şuna değinmem lazım. Bu film benim en sevdiğim filmlerden biri. Sevmemin en büyük sebebi, bu kadar basit bir konuyu bu kadar naif işleyen bir film yok. İsterseniz konusundan bahsedeyim. A Perfect World, hapishaneden kaçan Butch Haynes’in küçük bir çocuğu rehin alıp onunla bağ kurmasını ve bu sırada polisten kaçışlarını anlatır. Esasında bir yol filmi ama sanki küçük bir çocuğun gözünden bu kirli dünyanın, etik dediğimiz şeyin sadece 4 harf, 2 hece olduğunu anlatmak isteyen bir film. Dahası var, uzun uzun konuşmak isterim. Filmi izlerken aslında bir yargıç gözüyle izliyorsunuz ister istemez. Doğruyu ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü siz belirliyorsunuz. Butch'in aldığı bazı kararlar kimine göre suç iken, bunu yapmak zorunda olması. Aslında adalet sistemini sorgulayan bir film. Filmde Kevin Costner efsanevi bir performans sergiliyor bence. Bazen dostluğun ailenden bile baskın olduğu durumlar olur. İster istemez sizi dönem dönem böyle duygular sarmıştır. Bence bu film, bir çocuğun gözünden bunu aşırı gerçekçi işliyor. Toplumsal adalet-ahlak sorgulamaları üzerine bir film. Ayrıca Clint Eastwood da eşlik ediyor seyirciye. Bu filmi izlemeniz için başka bir gerekçeye gerek yok açıkçası.
Didi(2024), çok tatlı bir gençlik filmi. Çok tatlı diyorum ama farklı yorumlara da açık bir tatlılık. Her türlü sorgulamaya açık bir film değil. Hepimiz genç olduk, sevdik, sevildik, korktuk, ağladık, ilgi görmek istedik. Okulda içimize atıp evde kustuk. Sırf zaman geçsin diye bazı insanların yanında yaşam çürüttük. Onların gözdesi olmak için kendimizi kandırdık. Dünyaya fırlatılırken böylesine bir yaşam için mi fırlatıldık. Filmi izleyen seyirci yorumlarının büyük bir kısmı, "ortaokul ve lise dönemlerine ait hatırladığı bazı anılar" olarak yorumlamış. Çok uzatmadan, konudan bahsedeyim. Didi, Sean Wang'ın yazıp yönettiği bir gençlik filmi. Film, 13 yaşındaki Tayvanlı-Amerikalı bir çocuğun, liseye başlamadan önceki son yazda yaşadığı ergenlik sürecini konu alır. Genç karakter, kaykay yapmayı, flört etmeyi öğrenmeye çalışırken aynı zamanda göçmen olan annesiyle olan karmaşık ilişkisini de keşfeder. Wang'ın kendi çocukluğundan ilham alarak yazdığı senaryo, kimlik, öz belirleme ve nesiller arası farkları irdeler. Kendinizi filmin herhangi bir yerinde bulabileceğiniz bir yapım. İzlediğim en doğal filmlerden biri. Birkaç kısmı kendi hayatıma o kadar yakın buldum ki, istemsiz duygulandım. Wang Wang'in annesiyle mcdonaldsda oturduğu sahneye bayılıyorum özellikle. Bambaşka bir evrende hissettiriyor. Film 2024 yapımı. 2000ler gençlerine yazılmış bir öykü gibi. Yeri gelir hatalarımızdan ders çıkarırız, yeri gelir hatalarımızı görmek istemeyiz. Yeri gelir kalbimiz titrer, yeri gelir elimiz ayağımız. Didi, 2024 yılında izlediğim en doğal film.
Umarım öneriler ilginizi çekmiştir. Haftaya görüşmek üzere.