Rosenhan
Bu deneyden haberiniz var mıydı? Deney kısaca, akıl hastanesine sızan bir profesör hakkında. Psikiyatrik teşhislerin doğruluğunu ve ruh sağlığı hastanelerindeki koşulları sorgulayan ünlü bir deneydir. Dipnotu da verdiğimize göre asıl konuşmamız gereken şeyi konuşalım. Rosenhan deneyi birçok filme konu oldu. Aralarından kusursuz olanlar da var: Shutter Island, One Flew Over The Cuckoo's Nest ve daha birçok film. Ülkemiz sinemasına bakıldığında hiç böyle bir yapım olduğu aklınıza geliyor mu? Benim de gelmiyordu, sizin suçunuz değil.

Cezailer (4)Hastanelerde gerçekten tedavi mi görülüyor? Şimdi bu soru illa ki akla birçok kuşku düşürmüştür. En basitinden aldığımız bir ilacın yorumlarını okumak bile eskiden komedi filmlerinde ironi yapılan bir konu olsa da, insanlar artık hiçbir şeye güvenmiyor. En basitinden diş macunu alırken bile, "Acaba içinde klorür var mı?" diye 3-4 defa düşünüyoruz. Peki ya, hasta olduğumuzu düşünürsek hasta olur muyuz? Bu sorunun birçok cevabı var. Evet veya hayır bu cevaplardan biri değil. Ya sağlıklı olduğumuzu düşünüp sağlıklı olursak? Akıllara hemen şu söz geliyor: “Her şey kafada bitiyor.” Evet, aslına bakarsanız her şey kafada bitiyor. Ama anında kafamızın bir başka bölgesinde ansızın beliren başka bir hastalık çıkıyor. Biz, rehabilite edilemez bir toplumun parçasıyız.

O hastaneye doktor Rosenhan sağlıklı değil de, bir hasta olarak gitseydi en ufak bir fikri olacak mıydı? Rosenhan deneyi, psikiyatri tarihinin kartlarını yeniden dağıtan bir deneydir. Kaba tabirle, hastaların arasında sağlıklı olmak sizi de hasta eder mi? Veya şöyle sorayım: Bir siyah bir de beyaz boya var. Beyaz boya her yere dökülüyor. Siyah boya ise sadece birkaç yere dökülüyor. Buna rağmen insan teşvik olmaz mı? Siyah boya nedir? Ya siyah boyayı düşününce siyah boya daha da artsa? Hastaneye sağlam gidip, halk tabiriyle "deli" çıkmak... Bu deneyi sağlıklı bulmuyorum. Deneye giren doktorlar, psikiyatristler tarafından manik-depresif psikoz, şizofreni gibi teşhisler koyuyor. Psikiyatristler, doktorların hastaneden ayrılmalarına izin veriyor. Ama normal olduğunu düşündükleri için değil, remisyon’a (gerileme dönemi) girdiğini düşünüyorlar ve taburcu ediyorlar. Rosenhan da, akıl hastalıklarının tam anlamıyla iyileşmeyeceği kanısına varıyor.

Cezailer (1)Rosenhan hakkında görüşlerimi söylediğime göre...
Şimdi, "Sen ne anlatıyorsun?" diyor olabilirsiniz. Haklısınız, başta da dediğim gibi birçok filme ve diziye konu olmuş bir konu. Ve Türkiye'de de örneği yok. Yoksa var mı? Cezailer, kısa zaman önce bitirdiğim 6 bölümlük bir Gain dizisi. Deneyi Türkiye şartlarına göre uyarlanmış. Senaryo kısmında Ayberk Çınar, Murat Can Oğuz ve Kübra Sülün gibi isimleri bünyesinde bulunduran dizi, 2022’de Gain platformunda gösterime girdi. Ben diziyi epey geç keşfettim. Rosenhan deneyini mizahi bir hava ile birleştirip, oldukça eğlenceli, tek oturuşta bitirecek bir deneyim sunuyor.

İlk bölümde Mert karakterinde olduğu gibi karakterlere soğuk olsak da, diğer bölümlerde dizi diğer karakterleri de sevdiriyor. Ekran başından kalkmak istemiyor insan izlerken. Akılda kalıcı karakterleri, psikologlar eşliğinde yapılmış gibi hissettiren prodüksiyonu... Daha ne kadar övsem bilemedim. Ülkede böyle tek mekân komedilere hasret kalmışız. "Al, buna da gül" diye önümüze atılan sıkıcı mizahi ögelere nazaran, hiciv kullanan bu tarz dizileri daha çok tercih ediyorum. Çok tatlı tercihleri var dizinin. Bazı aldığı kararlar hoşuma gitmese de diziyi genel anlamda sevdim diyebilirim.

Cezailer (2)Harika oyuncuların olduğu bir dizi. Muhteşem bir kadroya sahip. Şu kadronun topluca bir arada olduğu bir dizi izlemeyi inanın ben de beklemiyordum: Yiğit Özşener, Rıza Kocaoğlu, Hayal Köseoğlu... Daha saymakla bitmez yıldız oyuncular var. Objektif baktığım zaman dizinin birkaç göze çarpan sıkıntısı var. Bunlardan en belirgini, dizinin belli bir tempoda ilerlememesi. Bazı göze batan çekim hataları (ki ben çok takmam ama cidden göze batıyor) harici 6 bölümlük bir diziden alabileceğiniz maksimum verimi veriyor diyebilirim.

Sakin tonda ilerleyen komedi-gerilim işlerini özlemişiz. "Sakin tonda gerilim" derken? İzleyince anlarsınız.

Hadi, kendinize çok iyi bakın. İyi seyirler dilerim.