Kırmızı Başlıklı Kız masalı üzerinden toplumdaki cinsiyet ayrımcılığına ve sistemin dayattığı ön yargılara eleştirel bir bakış sunuyorum.

Çocukluğumdan beri bu anlamsız masalları okuyup ya da dinlerken hep gülmüşümdür. Nedeni ise masal içinde verilen satır araları. Cidden okuyucuya artistlik söylem anlamında yazmıyorum ama bu masalların hepsi beyin yıkamadan ve sisteme köle etmekten başka bir şey değil!

Bu defa farklı bir köşe yazısı ile gazete yer almak istedim. Elbette Genel yayın yönetmenimiz uygun görürse! Malum yerel gazetelerde kral odur!

Kırmızı başlıklı kız ile başlayalım. Masalı burada tekrar yazmanın âlemi yok. Sırf yazı biraz daha uzun olsun okuyucu sayfadan ayrılmasın diye bir derdimiz de yok.

Kız kafasında kırmızı başlık düşüyor yollara ve büyükannesine ıssız bir ormanda yemek götürüyor. Gelin biraz farklı bakalım:

Öncelikle neden kırmızı başlık giyiyor bu kızımız. Dikkat çekmek için mi? Oysa kırmızı rengin ergenlik dönemini, cinsel uyanışı ve tehlikeleri temsil ettiği söylenir. Kırmızı Başlıklı Kız'ın başlığı, bu anlamda, masumiyetin tehlikelerle karşılaşabileceği bir dönemi simgeler. Ne gerek var?

Issız bir ormanda tek başına neyine güvenip yollara düşüyor. Nasıl bir sorumsuz anne ve babası var ki bu kızı ormana gönderiyorlar. Bir de kafasına kırmızı başlık giydiriyorlar.

Büyükanne ormanda yalnız başına yaşıyor ve yatalak. Akıl işi mi? Emine Erdoğan duysa valla o evlatlara iyi demez. Yatalak kadın ölsün diye mi ormanda tek başına kulübeye bırakılmış? Devlet o kadar sosyal destek veriyor, aylık maaş bağlıyor hatta 65 yaş üstüne bedava otobüs seyahati bile var. Onunla da kalmıyor tam 12.500 lira emekli maaşı veriyor. “Bu kadar imkan varken annem ne işin var ormanda bir başına kulübede yaşıyorsun? Erdoğan baba bakar sana.”

Yok neymiş kurt kızı takip ediyor, ondan önce gidiyor büyükanneyi yiyor, onun kılığına giriyor, kız büyükannesini tanımıyor, salak salak sorular soruyor “Büyükanne neden ellerin o kadar büyük?” “Büyükanne neden dişlerin büyük?” Kızım sen hiç okulda fen dersi görmedin mi? Pandemi döneminde uzaktan mı okudun? Sonra avcı tam zamanında geliyor, kurdu öldürüyor karnını yarıp büyükanneyi kurtarıyor. Yahu demezler mi yaban hayatı koruma diye bir şey var, bizim Osmaniye Orman Bölge Müdürlüğü ormancıları görse dünyanın cezasını yazar. Neyse hadi bunları da yuttuk; Kurdun dişleri bir insanı paramparça eder, o yaşlı kadın nasıl sağ çıktı oradan?

En az 20 tane daha saçmalık bulurum. Ama masalın esas anlatmak istediği mevzu bana göre şöyle:

Tekil yaşam ve desteğe muhtaç insanları tecrit ederseniz, onlar dolandırılmaya kandırılmaya hatta soyulmaya ya da istismar edilmeye müsait olurlar. Anneleri tek başına bırakmayın. Onlara bakın. Bakar mısınız masaldaki cinsiyet ayrımına: Kız çocuklarını tek başına bir yere göndermeyin! Kurt kapar. “Kırmızı başlıklı Erkek” değil! masal “Kırmızı Başlıklı Kız ..” 

Dün Osmaniye’de, üniversite sınav sonuçlarını gururla paylaşan bir baba kızının fotoğrafını kapatıp paylaşmış sınav belgesini.. Niye? Ormanda kurt kapar diye. Kız diye mi? Oğlu kazansa sınavı o yüzü kapatıp paylaşır mıydı? Oysa İnstagram’da kızının fotoğrafları boy boy duruyor! Kafa bu kafa işte ne diyelim? O yüzden Baltık ülkelerini batık ülkeler zannedip yaşıyoruz.

Avrupa’nın bizi kıskandığı bu masaldan bile belli! Baksanıza siz hiç Türkiye’de yaşayan ormanda tek başına bırakılmış bir büyükanne gördünüz mü?

Kalın sağlıcakla.         

Not: Kırmızı Başlıklı Kız masalının bilinen ilk yazılı versiyonu, Fransız yazar Charles Perrault'nun 1697 yılında yayımlanan "Kaz Ana'nın Öyküleri" adlı kitabında yer alır.