Hayat, her birimiz için farklı zorluklar, farklı mücadeleler getirir. Ancak unutmayın, her zorluğun üstesinden gelmek, her engeli aşmak mümkün.
Hayat işte, bazen öyle bir sağ sol yapar ki, karşına çıkan insanlarla neler öğreneceğin, neler yaşayacağın hiç belli olmaz. Bu kahramanımız da, Adana'nın tozlu sokaklarında, inşaatların arasında bir hayat kurmuş, işini aşkla yapan biri. Her çakılan çivi, her dökülen ter onun için bir başlangıç, yeni bir hayatın inşası demek.
Bak sen şu işe, ben mizofoniden kalıp çakma sesine dayanamazken, bu adam için o sesler hayatının melodisi. İşte hayat dediğin de bu ya, senin canını sıkan şey, başkasının ilham kaynağı olabiliyor.
O gün Adana'ya vardığımda, eski bir dostun samimiyetiyle karşılandım. Sohbet ekmek kırıntıları arasında başladı, gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü. İnşaat alanlarından tut, hayatın ta kendisine dair derin muhabbetlere daldık. Her bir lafında, işine olan aşkını, tutkusunu gördüm. Adam, inşaat mühendisi olmuş ama öyle böyle değil, işini sanata çevirenlerden.
Yedi saat boyunca adeta bir film şeridi gibi işlerini, hayallerini dinledim. Bu dostumun hayatı, o kalıp çakma seslerinden çok daha fazlasını ifade ediyordu. İşte bu yüzden, bazı insanların hikayesi var ya, sana öyle bir dokunur ki, düşüncelerin bile değişir. İnşaat sesleri benim için cehennemken, adam için bir orkestra şefinin yönettiği bir konserdi.
Ve işte o an anladım ki, bu memlekette işini aşkla yapanlar, gerçekten bu dünyanın tuzu biberi. Her bir çivi, her bir demir, onun için bir başarı, bir gurur kaynağı.
Neyse, gelelim hikayemizin kahramanına. Bütün bu anlattıklarımın merkezindeki isim, kaderine asla boyun eğmeyip, kendi hayat müziğini besteleyen biri. Çalışkan, azimli, ve disiplinli bir mühendis. Ve işin güzel yanı, bu adam 40 yaşında emekli olmayı planlıyor. Hayatı boyunca zorluklara meydan okuyup, şimdi hayallerinin peşinden gitmeye hazır. Kim mi bu? Adana'nın gururu, bizim Özkan Emirsoylu.
Özkan Emirsoylu’nun hikayesi, hayallerin peşinden gidildiğinde, ne kadar büyük engellerle karşılaşılsa da, onların üstesinden gelmenin mümkün olduğunu gösteriyor. Hayatta karşılaştığımız zorluklar, bizi yolumuzdan saptıramaz, yıldıramaz, eğer kalbimizdeki tutkuyu, gözümüzdeki ışığı kaybetmezsek. Kalıp çakıp, inşaat demiri bağlayarak başlayan yolculuğu, onu yüksek lisans mezunu İnşaat mühendisi yapmadı; aynı zamanda, yaşamın zorluklarına meydan okuyan, pes etmeyen bir savaşçıya dönüştürdü. Her bir çakılan çivi, her dökülen ter damlası, onun bu büyük mücadelesinin bir parçası oldu. Osmaniye’de başlayan yolculuğu tüm hızıyla şimdi Adana’da devam ediyor.
Hayat, her birimiz için farklı zorluklar, farklı mücadeleler getirir. Ancak unutmayın, her zorluğun üstesinden gelmek, her engeli aşmak mümkün. Ve belki de en önemlisi, kendi hikayenizin kahramanı olmak için, hiçbir zaman geç değil. Özkan'ın yolculuğu, bu gerçeğin canlı bir kanıtı. Şimdi, bu hikayeyle ne yapacağınız, sizin elinizde. Hayatın sizi nereye götüreceğini, hangi hikayelerin sizin ilham kaynağınız olacağını hiçbirimiz bilemeyiz. Ancak bir şey kesin; kendi yolumuzu çizmek, kendi hikayemizi yazmak için içimizdeki kahramanı uyandırmak, her birimizin elinde.
Kalın sağlıcakla…