Türk veya Törük “türük” kelimesi “törümek” mastarından gelir.
Oğuz “Ok” ve “Uz” kelimelerinden meydana gelir. Ok; boy, kabile demektir. “z” çoğul ekidir.
Oğuzların atası Mete Han kabul edilir. Çinlilerin “Mao-Tun” dediği Mete MÖ 209 yılında, dağınık durumdaki Türkleri bir bayrak altında toplayıp devlet haline getirmiştir.
Mete Han, devleti 24 kumandan tarafından yönetmiştir. 12 Sağ Kol, 12 Sol Kol olarak teşkilatlanan bu kumandanlar 24 boyun temsilcisidir.
Sağ Kola Boz Oklar, Sola Kola Üç-Oklar denilmiştir.
Oğuz adı ilk defa 6.yy'da Göktürk devletinin Yenisey anıtlarında geçmiştir. Bu yüzden Göktürkler Oğuz soylu, Yenisey Irmağı boyları Göktürklerin ilk yurdu kabul edilmiştir.
Uygurlarla bir olan Oğuzlar, 10. Yy'da Sirderya (Seyhun) Irmağı kıyısına göç etmişlerdir.
“Oğuzların asıl tarihi 11.yy'da başlarsa da bazı Türk aydınları milli bir gaye ile Mete Han'ı “Oğuz” diye efsaneleştirmişlerdir. Yani Mete Han'ın Oğuz Han olduğu bir efsanedir. Oğuzların tarihi 11.yy'dan geriye gitmemektedir.” (Prof. Dr. Faruk Sümer, Oğuzlar,3)
11.yy'dan itibaren ticari yollarla yayılan Müslümanlık sebebiyle Oğuzların adına da Türkmen denilmiştir. Oğuzların en güzel destanı dede Korkut hikâyeleridir.
Oğuzlar, Selçuklu ve Osmanlı Devletini kuran Türklerdir. Moğol istilasında bile tarihi hatıralarını ve harslarını koruyabilmişlerdir. Moğollarla karışan Uygur, Karluk, Kıpçak Türkleri bugünkü Doğu Türkistan, Özbekistan, Kazakistan, Kara Kalpak bölgesindedir. Onların askeri teşkilatında, tarihi hatıralarında ve dillerinde Moğol etkileri daha çok görülmektedir.
Anadolu, Azerbaycan, Türkmenistan, İran ve Irak Türkleri Oğuz ülkeleri kabul edilir.
Doğu Türklerinin Korkut Ata, batı Türklerinin Dede Korkut dediği efsanevi şahsiyetin hikâyeleri Oğuzların biricik destanı kabul edilmiştir.
Dede Korkut hikâyelerinin mukaddimesinde der ki;
“Resul aleyhisselam zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. Oğuzun o kişi tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi. Hak Taala onun gönlüne ilham ederdi.
Korkut Ata söyledi; Ahir zamanda hanlık tekrar Kayıya geçecek. Kimse ellerinden almayacak, ahir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar.
Bu dediği Osman neslidir. İşte sürüp gidiyor.
Ve daha nice buna benzer söz söyledi.
Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi. Her ne iş olsa Korkut Ataya danışmayınca yapmazlardı. Her ne ki buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup tamam ederlerdi.”
1243 yılında yapılan Miryekefelon savaşında Anadolu Selçuklu Devletinin Moğollar tarafından yıkılması, 1250 yılında Abbasi devletinin dağılması Türk ve İslam alemi için zor devirlerdir.
İslam âlemi üç dönemde; Emevilerin, Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı devletlerinin yıkılmasından sonra bitiş süreçlerine girmiştir.
Remzi Oğuz Arık bu üç devre “İslamın en vahim anı” demiştir.
Kafkasya'dan köle olarak Kahire'ye Abbasi ordusuna getirilenlerden Baybars, Eyyubîlerin hassa ordusuna girmiştir. Baybars, 1260 yılında İlhanlılar (Moğollar) ile Ayn-Calut'ta yapılan savaşı kazanması ile “Moğolları durduran kişi” olarak ünlenmiştir.
1266 yılında Memluk Devletine Hükümdarı olan Baybars (12661275) Kıpçak Türklerindendir. Altın Ordu Hakanı Cengiz'in torunu Berke Han'ın damadı olan Sultan Baybars yerine geçecek oğluna da Berke adını vermiştir.
Sultan Baybars, Moğolların zulmünden kaçan Oğuzlardan yaklaşık 40.000 aileyi himaye etmiş, onları Antakya ile Gazze arasına iskân etmiştir.
Oğuzların Üçok koluna mensup; Yüreğir, Kınık, Bayındır, İğdir ve Salur Türkmenleri daha sonra Çukurova'ya göç etmiş gelmiştir.
Oğuz Türkmenlerinin Çukurova'ya gelişi Âşık Paşazade'de şöyle rivayet edilir;
"Anı beyan ederim. Bu Adana, Tarsus ve Misis, Gülek ve Anahşa kimlerindi ve kimler fethetti? Ve Mısırlı bunlara neyledi? Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah Gazi, Rum'a gelip Caber Kalesi'nin önünde ne oldu?
İşitin ki göçer evler etrafa dağıldılar. Üçokun oğlu ve Kusun Varsakı ve Karaisa ve Özer ve Gündüz ve Kuştemir... Bu altı kişi göçleri ile Çukurova'ya geldiler. Yüreğir baş oldu bunlara. Geldiler Misis'i aldılar. Ve Tarsus'u dahi aldılar. Ve bu şehirlerin kâfiri Ermeni idi. Bunlardan ahitle aldılar.
Yüreğir öldü. Oğlu Ramazan kaldı. Ramazan Kusun'a Eserkef'i kışlak verdi. Ve Gülek'te Beremedik'i Tekfurbeli'ni yaylak verdi. Karaisa'ya Midilli'yi kışla verdi. Ve Alnakaş'ı yayla verdi. Ve Kuştemur'a Tarsus'u kışlak verdi. Ve Bulgar Dağını yayla verdi. Ve Gündüz'e Misis'i kışlak verdi. Misis Dağı'nı yayla verdi. Ve Ramazan kendi Adana'yı taht edindi.”
(Prof. Dr. Faruk Sümer, “Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar” makalesi, Tarih Araştırmaları dergisi, DTCF Yy. Ank.1983