Bugün sizlere haksızlık konusunda birkaç kelam etmek istiyorum. Çünkü bu konu, günümüzün en popüler ve yaygın uygulamalarından biri gibi görünüyor. Haksızlığın nasıl bir lüks olduğunu, herkesin denememesi gerektiğini anlatmak istiyorum.

Haksızlık nedir diye sorsak, sözlük tanımıyla karşımıza şöyle bir şey çıkıyor: "Bireyler, gruplar veya topluluklar arasında adaletsizlik veya eşitsizlik yaratan davranışlar, uygulamalar veya kararlar." Evet, bu tanımı hatırlayın çünkü artık haksızlık yapmak o kadar kolay ki neredeyse bir sanat..

Her şeyden önce, haksızlık yapmanın en güzel yanı, bu işi herkesin yapamıyor oluşu. Ne de olsa, herkes adaleti sağlama sorumluluğuna sahip değil, değil mi? Adalet, eşitlik ve adil muamele sadece bazılarının lüksüdür. Kim demiş eşit olmalıyız diye? Kim demiş herkes aynı haklara sahip olmalı diye? İşte bu nedenle haksızlık, sınırlı bir zevk olarak korunuyor. Bu durum elbette nereden baktığımıza bağlı olarak değişen bir muamma.!

Bir diğer haksızlık örneği ise ekonomik alanda yaşanıyor. Zengin daha zengin oluyor, fakir daha da fakirleşiyor. Bu adaletsizliğin temel sebebi, kaynakların adaletsiz bir şekilde dağıtılmasında yatıyor. Ancak bu haksızlığın tadını çıkaranlar için bu sadece bir konu değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. Neden herkesin aynı ekonomik fırsatlara sahip olmasını isteyelim ki? Zaten bu kadar zenginlik ve yoksulluk arasındaki uçurum, toplumu renklendiriyor. Değil mi!

S iyasette de haksızlık pek yaygın bir durum. Bazı politikacılar, oy almak için gerçekleri büküp, kendi çıkarlarına hizmet eden kararlar alıyorlar. İronik olan şu ki, bazen bu tür politikacılar halkın gözünde kahraman gibi görünüyorlar. Haksızlık yapmak, halkın sevgisini kazanmanın bir yoludur çünkü.

Hazır politika konusuna girmişken seçme seçilme konusuna da değinmekte fayda var. Sandığa gitmeye az kaldı. Partilerin aday adayları hergün sahalarda boy gösterip varlık ispatı için ciddi mücadele veriyorlar. Ancak bu aday adaylarından bir tanesini partisi aday gösterecek. Peki diğerleri? yatırdıkları binlerce lira? Sayısal loto gibi. Ya çıkarsa! Bunun adı haksızlık değilde nedir.? Ya da milletvekili seçimleri. Aynı şekilde parti mensupları kendi adaylarını belirlemiyor, yerine genel merkezde şehirden hiç haberi olmayan birileri aday olarak belirleniyor. Neye göre? Kime göre ? Neden?

Sonuç olarak, haksızlık yapmanın tadını çıkaranlar için hayat çok eğlenceli olmalı. Adalet ve eşitlik gibi kavramları unutun, çünkü bu sadece "sıradan insanlar" için geçerli. Haksızlık, sadece seçilmişlerin lüksüdür. Ancak şunu unutmayın: Haksızlık yaparken kimseyi kırmayın, çünkü kim bilir, belki bir gün siz de aynı haksızlığa uğrarsınız.