Bizi hayatta tutan enerjilerin başında seçimler geliyor. Genel seçimler, yerel seçimler, ilçe başkanlıkları seçimleri, il başkanlığı seçimi, oda başkanlıkları seçimi, dernek başkanlığı seçimi, sınıf başkanlığı seçimi gibi liste uzar gider. İnanılmaz bir enerjidir. Bir süre de olsa bizi ayakta tutar, ateşler, zaman dediğimiz o olguyu doldurur. Ama bana göre en önemlisi yerel seçimlerdir. Öyle tek adam rejiminde milletvekili seçimlerinin artık çokça bir anlamı yok !

Önümüzdeki seçimlere aşağı yukarı dört buçuk ay kaldı. Bu günlerde en ateşli parti; İYİ Parti. İnanılmaz bir enerji var. Tabiki bu dediğim Osmaniye için geçerli. Yoksa İYİ Parti Genel Merkezi ’inde işler pekte gitmiyor. İstifalar, dedikodular maşallah cadı kazanı gibi kaynıyor. Açıkçası kendi düşüncem: İYİ Parti’nin, AK Parti ile gelecek dönem içinde sıcak bir yakınlaşma yaşayacağı yönünde. Bazıları bu düşünceme sert tepki verse de ülkemizde olmaz denilen neler neler oldu. Örnek verecek olursak 2015 de MHP ile AK Parti yakınlaşıp ortaklık kuracak desek kimse inanmazdı.

İlk başta dediğim gibi yerel seçimler hepsinden önemli. Seçim büroları kurulacak, herkes desteklediği adayın yanında boy boy poz verecek. “Yanındayız başkan” paylaşımları sosyal medyada boy boy yer alacak. Rakip adayla ilgili dedikodular ayyuka çıkacak. Bazen kavgalar olacak…Bazen de restleşmeler olacak. Kahvelerde adaylar konuşulacak “İyi ama… “ diye başlayan cümleler kıraathanelerin içinde yankılanacak. Seçim bitecek “Ben demiştim” cümleleri yerini alacak. Herkesin bir tahmini olacak, iddialara girilecek. Kimi kazanacak kimi kaybedecek… İşte o zamanlarda enerji tavan yapacak. En çok da “benim ailemin 300 oyum var” diye caka satanların sandığından çıkmayan oylara gülünecek.

Biri kazanacak. Ya Sonra? Sonrası malum.. Kimileri “o kadar destek verdik adam seçimi kazandı yüzümüze bakmıyor” diyecek. Kimileri iş beklentisinden küsecek, kimileri çıktığı kaçak kata ceza yazdı diye tepki verecek bu sosyal medya hesaplarında “verdiğimiz oylar haram olsun” diye yazacak… Bunlar rutin devam eden gerçekler. Ama biz şey demiyor muyduk “dürüst başkan istiyoruz” ee başkan dürüst davrandı hak etmediği için oğlunu ya da kızını işe almadı. O zaman da insanın şunu diyesi geliyor “Biz işimize gelen başkan istiyoruz” Hani dürüstlük?

Seçimler enerjidir. Çayı kahvesi bedavadır. Aklı çoktur, para veren yoktur. “Ben olsam” diye başlayan her cümle içinde “bunu benden başka kimse düşünmedi” düşüncesi hâsıldır. Oysa başkan adayı bin bir olasılığı bin bir kere düşünmüştür. Ama işte bunu taraftarlarına anlatması da bin bir kere zordur.

Sahada koşan, emek veren, taşın altına elini koyan her partinin her adayı çok kıymetlidir. Kimsenin yapamadığını yapıp; zamanından, ailesinden, parasından, işinden fedakârlık yapıp bu yola çıkıyor. O yüzdendir ki sahada koşan her aday adayına, ilerde de adayına çok saygı duyuyorum. Netice de herkes için, kentimiz için, tüm adaylar için haydi hep birlikte haykıralım !

“En büyük başkan bizim başkan, En büyük başkan bizim başkan, En büyük başkan bizim başkan”