Başın mı dara düştü hemen çözüm üretir, mutlu musun senle kahkahalara boğulur, ağlıyor musun senden daha çok ağlar. Bu özel insanlara Japonlar “NAKAMA “ der.
İnsan tabiatı gereği sosyal bir varlıktır. Sürekli olarak iletişim halinde olduğumuz veya yeni tanıştığımız insanlar olacaktır. Hayatımıza giren, bizimle iletişimi olan her insanın hayatımıza bir katkısı vardır, bize bir şeyler öğretip gider. Kötü olarak nitelendirdiğimiz insanlar bile.
Kötü insanlar bize kendimizi korumamızı öğretir. Hangi yönümüzün zayıf, ne kadar duygusalız, vermek istediğimiz tepkilerin zamanını neye göre ayarlamalıyız… Bunların hepsini kötü insanlar sayesinde öğreniriz. Bu sayede gelecekteki ilişkilerimizde kendimizi korumamız gereken şartların ve yaşanacaklara vermemiz gereken doğru tepkinin ne olduğunu bilerek davranırız. Bir kere öğrendik, aynı hataları tekrarlamayız.
İyi insanlar ise bize şefkati, güveni ve zihinsel rahatlığı öğretir. Sevdiklerimizi kırmadan, incitmeden sevmeyi öğretirler. Sadece sevmek değil bu sevgiyi korumayı da öğretirler. Saygı temelli arkadaşlık nasıl olur, bizi seven insanlar nasıl davranır… Hak edeni sevmeyi öğretir.
Bazı insanlar ise bizim şansımızdır. Onlar iyi veya kötü olarak nitelendirilemez, bambaşkalardır. İhtiyacın olduğunda değil her an yanındadır. Seni sever, saygı duyar ve her zaman ilerlemeni destekler hatta çoğu zaman sen farkına bile varmadan seni on adım öteye taşır. Bana kalırsa hayatımızda en önemli yere sahip olan insanlardır. Bu insanlar bize ise korkuyu öğretir. O değerli kişiyi kaybetme korkusu. Bilirsin o insan asla gitmeyecektir ama ya onu üzüp de kaybedersem endişen asla bitmez. Çünkü o insanın sana verdiği his özgürlüktür. Onun yanında gerçek sen olursun, yadırganmazsın, yargılanmazsın. Başın mı dara düştü hemen çözüm üretir, mutlu musun hemen senle kahkahalara boğulur, ağlıyor musun senden daha çok ağlar.
Bu özel insanlara Japonlar “NAKAMA “ der. Yoldaş, sırrını bilen dost anlamına gelse bile bunlardan daha fazlasıdır. Kalbinin bir yarısı o insan, diğer yarısı sensindir. Oturup bir çay içmenin verdiği keyif, bir aslanın kurak kışta bulduğu tek damla suyu kanarak içmesi gibidir. Tüm toplum anlamını yitirir, bir anda zaman durur ve tüm dertler o an biter. Çünkü o insan ruhunun ölmesini engeller. Herkes insan o ise Evren’dir.
Kader bize şakalar yapar, dalga geçer bizle. Nakama’mızı bizden çok uzağa yollar. Hesap etmediği şey ise aradaki bağdır. Bir telefon konuşması, iki kelimelik küçük bir mesaj veya sadece öylesine gönderilmiş bir video… O an şunu anlarsın; her nerde olursa olsun, kaç yıl geçerse geçsin o insan hep var olacak ve asla özgürlüğümüz bitmeyecek.
Diğer insanlar, mükemmel dostluğu ararken bize filtre oluşturan küçük detaylardır sadece. Onlar sayesinde biliriz arkadaşlığın gücünü. Onlar sayesinde değerlerini biliriz o insanın. Her yer aydınlık olsa ışığın kıymeti nasıl bilinirdi.