Dedi ki:
Bugün çocuklar üzerine konuşalım mı?
Dedim ki:
Konuşalım bakalım... Hem bu arada tam da yerinde bir konu oldu.
BUGÜN 11 EKİM DÜNYA KIZ ÇOCUKLARI GÜNÜ!
Dünya Kız Çocukları Günü, her yıl 11 Ekim'de dünya çapında kutlanan bir gündür. 2012'de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla, kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlamıştır. Eğitim hakkı, beslenme, yasal haklar, kadına yönelik şiddet ve zorla evlilik konuları da Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında gündeme taşınmaktadır.
Dedi ki:
Tam da neden özellikle kız çocukları günü diyecektim ki, açıkladınız zaten.
Dedim ki:
Bunlara konuşmanın ikeriki safhalarında tekrar değiniriz.
Dedi ki:
Çocuk üzerine genel bir giriş yapar mısınız?
Sorularımı anlatımlarınızdan üretmek istiyorum.
Dedim ki:
Tamam çocuk. Anlatalım bakalım
Dedi ki:
Babaaaa
Dedim ki:
Ama 17 yaşındasın ve yaslara göre çocuksun. ( 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun (ÇKK) 3/1-a maddesi uyarınca daha erken yaşta ergin olsa bile, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur.)
Dedi ki:
Anladım. Hadi o halde dinliyorum sizi.
Dedim ki:
Öncelikle bir kaç teknik bilgi ile başlayalım. Daha sonra "dünyada çocuk olmak" ile ilgili genel bir paylaşım yapalım.
Dedi ki:
Biraz bekler misiniz? Kağıt kalem getireyim. Not almak istiyorum.
Dedim ki:
İyi olur. Çünkü not almak iyi bir pekiştirme yoludur. Çocuklarla ilgili en önemli çalışmaları yapan Gelişim psikologlarıdır. Kimisi zihinsel açıdan ele almış, kimisi oyun, kimisi kişilik, kimisi fiziksel kimisi de ahlaki olarak... Hemen hemen hepsinin ortak noktası "kişiliğin çocuklukta şekillendiği" önermesidir.
Dedi ki:
Yani şuan sizin şuan ki yapınızın kökeninde çocukluk dönemi yaşantıların etkisi mi var?
Dedim ki:
Elbette ki, yaşam kendi sürekliliği içinde bir bütündür ama evet, çocukluk dönemi gelişim şeması baskındır.
Dedi ki:
O halde, "ağaç yaş iken eğilir" sözü tam da buna uygun olur.
Dedim ki:
Harika bir tespit. Psikolojide buna "kritik dönem" der.
Dedi ki:
Tam anlamıyla nedir kritik dönem dediğiniz şey?
Dedim ki:
Bazı davranışların yapılması elzem olduğu dönemler/zamanlar vardır. İşte o davranış o dönemde/zamanda yapılmazsa davranışın sonraki çevrelerinde sıkıntı doğar.
Örneğin, Yaşamın ilk 3 yılı, beynin en hızlı geliştiği, konuşma ve dil becerilerinin kazanılması için en kritik dönemdir. Bu beceriler, sesler, görüntüler, değişik ortamlar ve başkalarının konuşma ve seslerine sürekli maruz kalma ile zengin uyaranların sunulması ile en iyi şekilde gelişir.
Dedi ki:
Çok fazla teknik konular bunlar. Biraz zorlanıyorum anlamakta. Daha somutlayabilir miyiz çocuklarla ilgili bu konuşmayı.
Dedim ki:
Tabii ki. O halde yetişkinlere bir mesaj verelim.
Dedi ki:
Belki de onların bizden daha çok ihtiyacı vardır. Dinliyorum.
Dedim ki:
Problemli çocuk yoktur.
Problemleri olan çocuk vardır.
Yaramaz çocuk yoktur.
Hareketli çocuk vardır.
Sözden anlamayan çocuk yoktur.
Söylenen sözden küçük çocuk vardır.
Yalan söyleyen çocuk yoktur.
Hayal gücü yüksek çocuk vardır.
Ödev yapmayan çocuk yoktur.
Sorumluluk bilinci oluşturulmayan çocuk vardır.
Öğrenemeyen çocuk yoktur.
Öğrenme ve öğretme ortamı uygun olmayan çocuk vardır.
Yeteneksiz çocuk yoktur.
Yeteneklerini sergileyecek ortamı olmayan çocuk vardır.
Kötü söz söyleyen çocuk yoktur.
Yetişkinlerden kötü söz duyan çocuk vardır.
Kimliksiz çocuk yoktur.
Çocukta ipotekli, dağınık, ters kimlik oluşturan yetişkin vardır.
Başarısız çocuk yoktur.
Çocukta aşağılık duygusu oluşturan yetişkin vardır.
Kendinden ve çevresinden uzak çocuk yoktur.
Yalıtılmış çocuk vardır.
...
Kısaca Watson'un deyimiyle, "Bana yeni doğan bir bebek verin, ben onu istediğim gibi, istersem bilim insanı istersem bir katil yaparım."
Dedi ki:
Ne çok yanlışı doğru biliyormuşuz!
Dedim ki:
Maalesef öyle.
Dedi ki:
Ama sanki yetişkinlere biraz haksızlık olmuyor mu?
Dedim ki:
Yapmaya çalıştığım şey, bilimi referans alıp tespit yapmak. Yargılamak benim işim değil. Bildiğim en önemli şey şu: "Çocuklar gördükleriyle büyürler."
Dedi ki:
Galiba söylenmesi gereken son şeyi de söylemiş oldunuz. Bu keyifli sohbet için teşekkür ediyorum.
Dedim ki:
Aslında merakın, öğrenme isteğin ve duyarlılığın için ben teşekkür ediyorum.
KIZIMLA DİALOGLAR - 10
Seyfullah Kayman
Yorumlar