“Eğitimdeki fırsat eşitliği sayesindedir” dedin gururla, “bugün buradan size bir bilge olarak sesleniyorsam gerisinde o var.” Sesin titriyordu.
Ne kadar heyecanlıydın, ne kadar coşkuluydun… Konuştukça tüylerin diken diken oldu. “Onun ileri görüşlülüğü getirdi bizi bugünlere. Sağımız, solumuz ateş çemberiydi. Osmanlının yetiştirdiği binlerce aydını Balkanlarda, Trablusgarp'ta, Birinci Dünya Savaşı'nda…” durdun. Bir yudum su aldın, yutkunurken neler düşündün, neler… Değişim çok hızlıydı.
Stüdyo, kameralar, yakanda belirsiz duran kablosuz mikrofon… Şu on yıllık süreçte bile değişim baş döndürecek kadar hızlıydı. Konudan kopmamak için tekrar konuşmana devam ettin:“Açılan yüzlerce cephede bütün aydınımızı kaybetmiştik. O, işgale ve yokluğa aldırmadan bir avuçla Anadolu'nun bağrında yaktı umut ateşini. Bir anda bu ateş sardı yurdun dört yanını. Destan gibi bir mücadele verdik. Kurtuluş Savaşı ile kazandık bağımsızlığı, kurduk cumhuriyeti. Ortadoğu bataklığına bulaşmadan onun barışa verdiği önemle koruduk kendimizi. 100. Yılda her alanda; askeriyede, tarımda, sanayide, tıpta, teknolojide geldiğimiz nokta ortada.”
Durdun bir soluk aldın. Önündeki bardağa uzandın yeniden, boğazın kurumuştu. Dinleyenlere baktın, sendeki heyecan onlara da sıçramıştı sanki. Gözlerindeki gururu gördün, onların gözlerinde. Onların gözlerinde de pırıl pırıl bir övünç. “Türk; öğün, çalış, güven!” diyerek başladın yeniden konuşmaya. “Dilimizle düşünmeye başlarsak dilimizle felsefe üretmeye, o zaman görün şahlanışımızı. Yerli düşünce, yerli felsefe milli bir hamle olmalı. Eğer bu hamleyle sararsak yerli teknolojiyi, bakın gelecek yüzyıllara! Türkiye'nin zirvede soluklandığı yüzyıllara!”Kıyamet gibi alkışla yeniden durdun.
“Bizi yavaşlatan etmenleri bir an önce görmemiz lazım. Bu milli enerjimizi boşa harcatan kaçakları. Adam kayırma, liyakatsiz atama, kanun kural tanımayanlara caydırıcı ceza verememe… Bir an önce bunların üstesinden gelmek gerek. Getirilen kanun herkesi bağlamalı, herkes anayasaya inanmalı. Yoksa ikinci bir yüzyıl…” devam edemedin. Söylemek çok zordu. Coşku gölgelenmesindi. Bir süre durduktan sonra devam ettin: “Sözü çok uzattım, sabırlarınızı daha fazla zorlamamak için son söz olarak cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun, nice 100. Yıllara inşallah!” dedin stüdyoyu saran alkışlar arasında.