1. Dünya Savaşı'nın sonunda, 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, bahane edilerek Osmaniye, Cebelibereket olarak bilinen şehir, önce İngilizler, ardından Fransızlar tarafından işgal edildi. Bu işgaller, gizli Sykes-Picot Anlaşması uyarınca gerçekleşmişti.

Sivas Kongresi'nin ardından, Güney cephesi için ordu teşkil edilmemesine rağmen, Osmaniye'de 23 Mayıs 1920'de Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Kuvayımilliye teşkilatı kuruldu. Fransızlara karşı direniş, 29 Mayıs 1920'de Osmaniye'de başladı. Bu direnişte çeteler, Fransızlara karşı direndi ve şehir merkezinde çıkan çatışmada Kelceoğlu Ali ilk şehit oldu.

Fransız karargahına yapılan baskında, Rahime Hatun ve 10 çete üyesi 5 Ağustos 1920'de şehit edildi. Şehit Rahime Hatun'un kemikleri, 1962'de Envarülhamit Camii haziresine nakledildi.

Osmaniye, Fransızlarla yapılan çatışmalarda direnerek, 10 Ekim 1920'de Osmaniye/Kovanbaşı Savaşı'nda Fransızlara ağır bir yenilgi yaşattı. Ancak, Fransızlar 1 Kasım 1920'de büyük bir kuvvetle geri geldi. Kanlıgeçit'te 2.000 kişilik Kuvayımilliyeci, yaklaşık 12.000 kişilik Fransız tümenine 10 gün boyunca kahramanca direndi.

25 yaşındaki Saim Bey, 18 Kasım 1920'de yapılan Mamure İstasyonu baskınında 15 arkadaşı ile birlikte şehit oldu. Ancak, Ankara Antlaşması ile savaş sona erdi ve düşman 7 Ocak 1922'de Osmaniye'yi terk etti.

Osmaniye'ye nakledilen Cebelibereket Sancağı için Hükümet Konağı yapılmadı. Ermeni Hırlakyan'ın hanı kiralandı, ancak uygun olmayışı ve yüksek kira sebebiyle kullanılamadı. Bu dönemde Osmaniye'nin zorlu ekonomik şartları ve Hükümet Konağı talebinin olumsuz cevabıyla karşılaşıldı.

Osmaniye, Milli Mücadele dönemindeki direnişi ve kahramanlıklarıyla tarihine damgasını vurdu. Bu direniş, şehrin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesindeki önemini günümüze taşımaktadır.**

Kaynaklar:

  • Necdet Sevinç, "İstiklalin Bedeli", Bilgeoğuz Yayınları, İstanbul, 2009.
  • Mehmet Akif Terzi, "Osmaniye ve Milli Mücadele", Yayımlanmış Makale.
  • Mehmet Terzi, "Osmaniye Tarihi", Yayımlanmış Makale.