Her yıl olduğu gibi bu yıl da Müslümanlar için önemli bir zaman dilimine giriyoruz:
Kurban Bayramı. Bu kutsal günler, sadece dini bir ritüel değil, aynı zamanda bereketin, paylaşmanın ve dayanışmanın da simgesidir.
Çukurova'nın sıcak topraklarında, Osmaniye'nin sevgi dolu sokaklarında bayram coşkusu her yeri sarıyor. İnsanlar camilere akın ediyor, dualarla başlıyorlar günlerine. Ardından birbirlerinin kapılarını çalarak, sevdiklerini ziyaret ederken, hoşgörü ve kardeşlik duygularıyla dolup taşıyorlar.
Ancak Kurban Bayramı sadece sevdiklerimizle zaman geçirmenin, tatlı tatillerin ya da lezzetli yemeklerin değil, aynı zamanda daha büyük bir anlamı taşıyor. Bu bayram, İbrahim Peygamber'in Allah'a olan teslimiyetinin ve sadakatinin bir ifadesidir. Kurban etmek, Allah'a olan bağlılığımızın bir işaretidir ve aynı zamanda ihtiyaç sahipleriyle paylaşmanın da göstergesidir.
Osmaniye'den Kerkük'e, Kahramanmaraş'tan Katar'a kadar, Müslümanlar, Kurban Bayramı vesilesiyle sevdiklerini, komşularını ve yoksulları unutmuyorlar. Kurban eti, sofralarını paylaşarak birlik ve beraberliği güçlendiriyor, toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.
Bu bayramda, gülen yüzlerin, sıcak sohbetlerin ve sevgi dolu kucaklaşmaların yanı sıra, birlikte yaşamanın, paylaşmanın ve sevgiyle kucaklaşmanın da tadını çıkaralım.
İhtiyaç sahiplerini unutmayalım, onların da bu bayramı huzurlu ve mutlu geçirmeleri için elimizden geleni yapalım.
Kurban Bayramı'nın bize getirdiği bu güzellikleri yaşarken, birlikte daha güzel bir dünya inşa etme yolunda adımlar atalım. Tüm okuyucularımın Kurban Bayramı'nı en içten dileklerimle kutluyor, sevdikleriyle birlikte sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir bayram geçirmelerini temenni ediyorum.