Derya Yanık: Sosyal Politikalar ve Mülteci Sorunları Üzerine Önemli Açıklamalar
Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Osmaniye Milletvekili Derya Yanık, Ekol TV'de yayınlanan "Sorgusuz Sualsiz" programında Armağan Çağlayan’ın sorularını yanıtladı. Programda çocuk haklarından sosyal politikalara, kadına yönelik şiddetten mülteci sorunlarına kadar geniş bir yelpazede değerlendirmelerde bulunan Yanık, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Çocukların Aile Yanında Desteklenmesi Önemli
Derya Yanık, çocukların ailelerinden koparılması konusuna dair şunları söyledi: “Çocukların öncelikli olarak aile yanında desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Eğer ebeveynlerin kötü muamelesi yoksa, ekonomik sıkıntılar sosyal ekonomik destekle gideriliyor. Ancak, bağımlılık ya da şiddet gibi durumlar söz konusuysa, çocuklar devlet korumasına alınıyor.” Yanık, bakanlık döneminde sosyal hizmet çalışmalarını talep odaklı olmaktan çıkarıp, saha taramalarıyla ihtiyaçları tespit ederek vatandaşlara ulaşmayı hedeflediklerini belirtti. Bu kapsamda ulusal hane ziyaretleri programını hayata geçirdiklerini ve 15 bin personelle ülke genelinde çalışmalar yaptıklarını ifade etti.
Kadına Yönelik Şiddet: Sorun Uygulamada mı?
Kadına yönelik şiddet konusundaki tartışmalara da değinen Yanık, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışın uygulamaya etkisi olmadığını belirtti. “İstanbul Sözleşmesi bir çerçeve metindi. Ancak uygulama, ülkelerin iç düzenlemeleriyle mümkün. Türkiye’de 6284 sayılı kanun hâlâ güçlü bir şekilde uygulanıyor. Esas olan, şiddetle mücadelede daha fazla ne yapılabileceğini tartışmaktır,” dedi. Yanık, yasanın kötüye kullanımına karşı da dikkatli olunması gerektiğini vurguladı: “Eğer yasa keyfi bir şekilde kullanılıyorsa, hem hukukçuların hem de mahkemelerin buna itiraz etmesi lazım. Ancak bu, 6284 gibi yasaların değerini azaltmamalı.”
Mülteci Sorunu: İnsani ve Hukuki Bir Perspektif Gerekli
Sığınmacılar meselesinin siyasi tartışmaların merkezinde olmasına yönelik de açıklamalarda bulunan Yanık, konunun insani boyutunun göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti. “Suriyeliler, canlarını kurtarmak için ülkelerini terk etti. Türkiye, tarih boyunca sığınmacılar için güvenli bir liman olmuştur. Ancak, 4,5 milyonluk bir sığınmacı nüfusunun ülkeye etkileri de elbette yönetilmesi gereken bir alan yaratıyor,” dedi. Yanık, sığınmacıların çalışma hayatına katkıda bulunduğunu belirterek, “Pek çok meslek grubunda ara eleman ihtiyacını önemli ölçüde karşılıyorlar. Bu durum, sosyal düzen ve üretim açısından bir denge unsuru oluşturuyor,” ifadelerini kullandı.
Osmaniye ve Bayırbucak Türkmenleri Üzerine Değerlendirme
Derya Yanık, Osmaniye’deki sığınmacı kamplarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Osmaniye’de ağırlıklı olarak Bayırbucak Türkmenlerinin yer aldığını belirten Yanık, bu kişilerin kültürel bağlarını koruduğunu ifade etti. "Osmaniye’deki kamp, sadece Bayırbucak Türkmenlerinden oluşuyor. Oradaki insanların konuştukları Türkçe bile kültürel bağlarımızın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor," dedi. Ayrıca, Osmaniye kampındaki sığınmacı sayısının zamanla azaldığını ve nüfusun büyük bir kısmının güvenli bölgelere geri döndüğünü vurguladı.
Osmaniye’nin tarihsel rolüne de dikkat çeken Yanık, Bayırbucak Türkmenlerinin Osmanlı döneminden bu yana Türkiye'nin sınır güvenliği için stratejik bir bölgede yaşadığını ifade ederek, bölgenin tarihsel ve kültürel önemine değindi. "Bu topraklar sadece Osmaniye değil, tarih boyunca Türklüğün ve Türkmenliğin merkezi olmuştur. Bugün de aynı şekilde bu bağı koruyoruz," dedi.
Türkiye Hızlı Bir Sosyal Dönüşüm Sürecinde
Derya Yanık, Türkiye’nin sosyal dönüşüm sürecine de dikkat çekti. “Türkiye sosyal çürüme yaşamıyor, ancak çok hızlı bir dönüşüm geçiriyor. Dijitalleşme, nüfusun yaşlanması ve kırsaldan kente göç gibi süreçler bu dönüşümü tetikliyor,” dedi. Gençlerin dijital dünyada sosyalleştiğini ve ebeveynlerin bu değişimi anlaması gerektiğini vurgulayan Yanık, “Bugünü anlamadan, çocuklarımızın geleceğini sağlıklı bir şekilde inşa edemeyiz. Onlara rehberlik etmek bizim sorumluluğumuz,” diye konuştu.
Kadına Şiddet ve Gençlik Üzerine Mesajlar
Son olarak, toplumun geleceğine dair mesajlar veren Yanık, “Kadına yönelik şiddet ve gençlerin eğitimi gibi konularda siyaset, çözüm odaklı olmalı. Sorunları tartışmak yerine çözüm üretmeye odaklanmalıyız. Eğitim müfredatından aile içi iletişime kadar her alanda iş birliği yaparak sosyal dönüşümü sağlıklı bir şekilde yönetebiliriz,” dedi.
Derya Yanık’ın programda yaptığı bu açıklamalar, sosyal politikalar ve mülteci meselesi üzerine dikkat çekici tespitler sundu. Özellikle, Türkiye’nin geleceği için birlik ve iş birliği içinde hareket edilmesi gerektiğini vurgulaması, programın öne çıkan mesajlarından biri oldu.