Siyasi Partiler Kanunu ve Hazine yardımı düzenindeki adaletsizlik, Türkiye'nin seçim süreçlerinde karşılaştığı önemli bir sorundur.
Ancak, bu adaletsizlik sadece Hazine yardımının dağıtımıyla sınırlı kalmamaktadır. Ayrıca, belediye kaynaklarının seçim kampanyalarında partiye ayrıcalık tanınması ve bu kaynakların parti lehine kullanılması da ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle yerel yönetimlerin, belediyelerin seçim dönemlerinde partiye ait araç gereçlerin sağlanması ve seçim kampanyalarında kullanılması konusunda tarafsız olmaması, demokratik bir seçim ortamının oluşmasını zorlaştırmaktadır. Belediye kaynakları, herhangi bir siyasi parti lehine kullanıldığında, seçimlerde eşitlik ilkesinin ihlal edildiği ve adil bir rekabet ortamının sağlanamadığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
Örneğin, çadır, sandalye, masa gibi seçim kampanyası için gerekli olan araç gereçlerin, partiye ait belediyelerden sağlanması ve diğer partilere bu imkanın tanınmaması, seçim sürecinde adil bir rekabetin önündeki engellerden biridir. Ayrıca, çeşitli iş geliştirme ve kalkınma projeleri için kurulan atölyelerin, parti lehine kullanılması da demokratik bir seçim ortamının sağlanmasını zorlaştıran unsurlardan biridir.
Bu durum, Türkiye'nin demokratikleşme sürecindeki eksiklikleri ve siyasi arenada yaşanan adaletsizlikleri gözler önüne sermektedir. Siyasi partiler arası eşit fırsatların sağlanması ve demokratik bir seçim ortamının oluşturulması için, belediye kaynaklarının tarafsız bir şekilde kullanılması ve herhangi bir partiye ayrıcalık tanınmaması gerekmektedir
Sonuç olarak, siyasi partilerin seçim kampanyalarında kullanacakları araç gereçlerin belediye kaynaklarıyla sağlanması ve bu kaynakların tarafsız bir şekilde dağıtılması, demokratik bir seçim sürecinin önemli bir parçasıdır. Ancak, bu ilkenin uygulanmadığı durumlarda, seçim sürecinin adil ve demokratik olması mümkün değildir. Bu nedenle, Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde bu konuların daha fazla önemsenmesi ve gerekli reformların yapılması gerekmektedir.