Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantısının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yeni yıldan itibaren geçerli olacak asgari ücretin yüzde 30’luk artışla 22 bin 104 TL olarak belirlendiğini duyurdu. İşveren desteği ise 700 liradan 1.000 TL’ye yükseltildi.

Yeni rakam, hem siyaset hem de ekonomi çevrelerinde geniş yankı uyandırdı. Muhalefet, düzenlemenin yetersiz olduğunu savunurken, ekonomistler farklı açılardan değerlendirmelerde bulundu.

Siyasetten ve Kamuoyundan Tepkiler

Muhalefet partilerinden gelen açıklamalarda asgari ücretin “hayal kırıklığı” yarattığına dikkat çekildi. Ekonomistlerin çoğu, belirlenen rakamın hızla artan enflasyon karşısında çalışanların geçim sıkıntısını hafifletmeye yetmeyeceğini ifade etti.

CHP kanadından yapılan açıklamalarda, bu düzenlemenin çalışanların ekonomik sıkıntılarını daha da derinleştireceği belirtildi. Özellikle CHP Genel Başkan Yardımcıları, açlık ve yoksulluk sınırına vurgu yaparak, daha radikal bir düzenleme çağrısında bulundu.

Ekonomistlerden Kritik Yorumlar

Ekonomi uzmanları ve akademisyenler, yeni asgari ücreti farklı perspektiflerden ele aldı. İşte öne çıkan görüşler:

  • Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 2021 yılından bu yana izlenen yanlış ekonomik politikaların faturasının yine dar gelirliye kesildiğini belirterek, “Bu politikalar sonucunda asgari ücretli ve emekliler başta olmak üzere toplumun büyük bir kesimi zorluklarla karşı karşıya” dedi.

  • Ekonomist Uğur Gürses, yeni ücreti ironiyle ele alarak, “Yüzde 30 artış yapan iktidar, CHP’nin ‘Otuzun altında yokuz’ sözünü yanlış anlamış olabilir mi?” dedi. Gürses, ayrıca seçim dönemlerinde uygulanan politikaların uzun vadede ücretlileri olumsuz etkilediğine dikkat çekti.

  • Prof. Dr. Hakan Kara, asgari ücretin dolar bazında son 10 yılın seviyesine gerilediğini ifade etti. Kara, “ABD enflasyonu ile düzeltilmiş asgari ücret, 10 yıl önceki seviyeye döndü. Bu durum, gelirde reel bir artış yaşanmadığını gösteriyor” dedi.

  • Ekonomist Mustafa Sönmez, düzenlemeyi hayal kırıklığı olarak nitelendirerek, “Bu artış, ne çalışanları ne de emeklileri rahatlatacak seviyede. Ayrıca hükümetin, seçim olmadığı için şirinlik yapmaya yanaşmadığını gösteriyor” dedi.

  • İris Cibre, asgari ücretin 2025 yılı Şubat ayına kadar açlık sınırının altına düşeceğini öngörerek, “Ücretlileri zorlu bir yıl bekliyor” açıklamasında bulundu.

  • SGK Uzmanı Özgür Erdursun, beklenen rakamın açıklandığını ancak emekliler için de aynı öngörünün geçerli olduğunu ifade etti. Erdursun, “Emekliler için yüzde 17 enflasyon farkı açıklanır, refah payı ile bu oran yüzde 25’e tamamlanır” dedi.

Çalışanlar İçin Zor Bir Yıl Bekleniyor

Kasım ayı itibarıyla 20.562 TL olan açlık sınırına dikkat çeken ekonomist Hayri Kozanoğlu, yeni asgari ücretin kısa süre içinde bu sınırın altına düşeceğini belirtti. Kozanoğlu, “Bu ücretle geçinmeye çalışan milyonlarca kişi, giderek artan hayat pahalılığı karşısında daha büyük zorluklarla mücadele edecek” dedi.

Mavi Nefes projesiyle deniz ekosisteminin korunması çalışmaları sürüyor Mavi Nefes projesiyle deniz ekosisteminin korunması çalışmaları sürüyor

Hükümetin Politikaları Eleştiri Odağında

Hükümet cephesinden yapılan açıklamalarda, belirlenen asgari ücretin, ekonomik şartlar göz önünde bulundurularak belirlendiği ifade edilse de, muhalefet ve ekonomistler hükümeti düşük ücret politikaları nedeniyle eleştirmeye devam ediyor.

Uzmanlar, uzun vadeli ekonomik iyileştirme politikalarının devreye girmemesi durumunda, hem asgari ücretli çalışanların hem de emeklilerin daha da zor bir döneme gireceğini öngörüyor. Bu durum, toplumda ekonomik memnuniyetsizliği artırabilir.

Yeni asgari ücretin yürürlüğe gireceği 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla, Türkiye’de milyonlarca çalışan için ekonomik mücadeleler sürecek gibi görünüyor.

Muhabir: Öznur Atayeter