4 Nisan 1997’de ebediyete irtihal eden Türkeş, sadece bir siyasi lider değil, aynı zamanda Türk milletine adanmış bir dava adamıydı.
KÖKLERİNDEN KOPMAYAN BİR LİDER
1917 yılında Kıbrıs Lefkoşa’da dünyaya gelen Alparslan Türkeş, kökleri Orta Anadolu'nun Kayseri topraklarına dayanan bir ailenin evladıydı.
Çocukluğundan itibaren Türklük bilinciyle yetişen Türkeş, vatan sevgisi ve milli şuuru ile büyüdü. 1933 yılında ailesiyle Türkiye'ye dönerek Kuleli Askeri Lisesi'ne kaydoldu. Burada askeri disiplin, vatan sevgisi ve Türkçülük şuuru ile yoğrularak yetişti.
HARP AKADEMİSİ’NDEN MİLLİ BİRLİK KOMİTESİ’NE
Harp Akademisi’nden mezun olduktan sonra, Türkiye’nin en önemli askeri ve siyasi olaylarına tanıklık etti. 27 Mayıs 1960 İhtilali’nin önemli isimlerinden biri olarak, ihtilal bildirisini radyodan okuyan kişi oldu.
Ancak ihtilalin ardından Milli Birlik Komitesi içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle 14 arkadaşıyla birlikte sürgüne gönderildi. Hindistan’da geçirdiği sürgün yılları, onun siyasete girişinin bir dönüm noktası oldu.
MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ’NİN TEMELLERİ
Siyasete Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CKMP) katılarak adım atan Türkeş, 1965 yılında partinin genel başkanı seçildi. 1969’da CKMP’nin adı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) olarak değiştirildi ve Üç Hilal partinin amblemi olarak kabul edildi.
Türkeş’in öncülüğünde "Dokuz Işık" doktrini ile Türk milliyetçiliği sistematik bir ideoloji haline geldi. Ülkücü Hareket, onun liderliğinde güçlenerek Anadolu'nun dört bir yanına yayıldı.
ÇİLE VE MÜCADELE YILLARI
1970’ler, Türkiye’nin en karışık dönemlerinden biri oldu. Ülkedeki sağ-sol çatışmaları zirveye ulaştı. 12 Eylül 1980 Darbesi’nin ardından Türkeş, birçok ülkücüyle birlikte gözaltına alındı ve yıllarca cezaevinde kaldı. 1985 yılında beraat etti ve sıyasi yasaklar kalktıktan sonra aktif siyasete döndü.
SON YILLARI VE EBEDİYETE İRTİHALİ
1997 yılına gelindiğinde, Alparslan Türkeş, Türkiye siyasetinde ve Türk dünyasında derin izler bırakmış bir lider olarak varlığını sürdürüyordu.
Ancak 4 Nisan 1997’de kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Cenazesi, milyonların katılımıyla Ankara’da toprağa verildi.
FİKİRLERİ VE MİRASI
Bugün Alparslan Türkeş’in idealleri ve fikirleri, Türk gençliği tarafından yaşatılmaya devam ediyor. O, sadece siyasi bir lider değil, aynı zamanda bir ülkünün, bir davanın sembolüydü.
ESERLERİ
Alparslan Türkeş, hayatı boyunca pek çok eser kaleme aldı. Bunlardan bazıları:
- Dokuz Işık
- Türkiye'nin Meseleleri
- Bunalımdan Çıkış Yolu
- MHP ve Bozkurtlar
- 27 Mayıs ve Gerçekler
- Bir Devrin Perde Arkası
- Dış Politikamız ve Kıbrıs
AİLESİ
Alparslan Türkeş, ilk eşi Muzaffer Hanım'dan Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige (Çağrı) ve Yıldırım Tuğrul adında beş çocuk sahibi oldu.
1976’da ikinci eşi Seval Hanım ile evlendi ve bu evlilikten Ayyüce ve Ahmet Kutalmış adında iki çocuğu oldu.
SON SÖZ
Başbuğ Alparslan Türkeş, bir milletin hafızasında sadece bir lider olarak değil, aynı zamanda bir meşale olarak yanmaya devam edecek. Ruhun şad olsun, Başbuğ!