İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, İsrailli sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle yaptığı bir toplantıda, Suriye’deki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu ve Suriye'deki azınlıkların korunmasının uluslararası toplumun sorumluluğunda olduğunu savundu.
"Kürtlerin Özerkliğine Yönelik Tehditler"
Bakan Saar, özellikle Suriye'deki Kürtlerin özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik tehditlere dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda açık tehditlerde bulunduğunu iddia etti. Saar, "Şu anda Suriye'de Alevilerle çatışmalar, Hristiyanlara yönelik tacizler ve Kürtlerin özerkliğini ortadan kaldırmaya yönelik tehditler var" ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, İsrail'in Suriye'deki gelişmelere yönelik tutumunun sadece bölgesel denetimle ilgili olmadığını, aynı zamanda ülkedeki etnik ve dini azınlıkları koruma gerekçesiyle bir müdahale stratejisi geliştirme amacını taşıdığını gösteriyor.
İsrail'in Suriye'deki Müdahalesi ve Golan Tepeleri İşgali
İsrail’in Suriye’ye yönelik müdahaleleri, özellikle 27 Kasım’da şiddetlenen çatışmaların ardından hız kazandı. 8 Aralık’ta ise Baas rejiminin 61 yıllık hakimiyetinin sona ermesiyle eş zamanlı olarak İsrail ordusunun Suriye topraklarına yönelik saldırıları arttı. İsrail ordusu, rejim ordusunun askeri altyapı ve imkanlarını hedef alarak bu bölgelerdeki kontrolünü sağlamlaştırmayı amaçlıyor. Bu süreçte, Suriye topraklarındaki Golan Tepeleri’nde işgal alanını genişleten İsrail ordusu, tampon bölgeye girerek işgali daha da ileriye taşıdı ve başkent Şam’a 25 kilometre kadar yaklaştı.
Golan Tepeleri, 1967 yılından bu yana İsrail’in işgali altında bulunuyor. 1974 yılında İsrail ile Suriye arasında imzalanan Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması ile Golan Tepeleri’ndeki tampon bölge ve silahtan arındırılmış alanın sınırları belirlenmişti. Ancak İsrail, bu anlaşmaya rağmen Golan Tepeleri'ni stratejik olarak büyük önem taşıyan bir bölge olarak tutmaya devam ediyor. Bu bölgedeki artan işgal ve yerleşim faaliyetleri, uluslararası alanda tartışmalara yol açarken, İsrail’in bölgedeki egemenliğini pekiştirme çabalarını da gözler önüne seriyor.
Uluslararası Tepkiler ve İsrail’in Yükselen Gerilimi
İsrail’in Suriye’deki azınlıkları koruma bahanesiyle gerçekleştirdiği müdahale, bölgedeki diğer ülkelerden ve uluslararası toplumdan çeşitli tepkiler alabilir. Özellikle Suriye hükümeti, bu tür müdahalelerin egemenlik ihlali olduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi. Ayrıca, bölgedeki diğer güçler de İsrail’in bu adımlarını, Suriye iç savaşındaki karmaşayı kendi lehine kullanma çabası olarak değerlendiriyor. İsrail’in bölgedeki adımları, Golan Tepeleri’ndeki işgalini daha da pekiştirirken, aynı zamanda bölgesel güvenlik dengelerini de etkileyebilir.
Suriye’deki mevcut istikrarsızlık ortamı, bölgesel güçlerin müdahale alanlarını genişletme ve kendi çıkarlarını koruma arayışını artırırken, İsrail’in bu hamlesi de yeni bir gerilim dalgası yaratabilir. Suriye’deki etnik ve dini azınlıkların korunması, bölgedeki güç dinamiklerine bağlı olarak, uluslararası toplumun gündeminde önemli bir yer tutmaya devam edecek gibi görünüyor.