Adana'nın Fransız şirkete satılması karşısında en sert tepkiyi gösteren Çukurova'lı ve Mercimlek yöresi köylüsü Durmuş'un Osmanlı Hükümeti'ne tokat gibi telgrafında yazılı olanlar bir tarih dersi idi.
Durmuş'un Osmanlı Padişahı ve hükümete attığı ibret tokatı Çukurova Tarihinin unutulmayanları arasında bir olay olarak gizli belgelere yansıdı. Ve Osmanlı Arşivinde yerini aldı.
“…Dahiliye Nezaretine!
Şenletmek istediğimiz Türkün altın direği olan Çukurovayı bizi biz saymayarak Fransız şirkete verilmiştir. Koca Hindistanlının imtiyazla (yabancılara verilen ayrıcalıklarla) düştüğünü tarih bize gösterdiğinde bu gidişatı bizi bizden ağlattığını millete anlatmıştık.
Şimdi de bir komisyon geldi. Fransız vekili ise donanma (savaş gemileri) getirerek bize (çiftliğe) sahip olacağını açıktan söyledi.
Biz bizden artık çıkışdık.Allahın yurdunda ne kusurla (suçumuz var ki) çıkarılmak istenildiğimizi anlayamıyoruz. Kusurumuz sevgili hükümetimize olan sadakat değil ise bir takım mevki sahiplerine karşı müttehim (bağımlı) edilmeyerek milletin kararına değin yurdumuzun gerçekten gözetilmesini Allah adına istirham eyleriz.
Çukurova ahalisi namına Mercimek Vekili Mehmet Durmuş,
8 Haziran 1329 (miladi-21 Haziran 1913)”
Aslında Çukurova çiftliğinin Fransız şirkete verilmesi olayı Osmanlı'nın yabancılardan borç para alarak topraklarını rehin bırakma, ipotek altına aldırma, satma olayıdır.
Alınan borç paralar ile ordunun ihtiyaçları karşılanacak…Önceki yıllarda biriken borçların faizleri ödenecek…Paşaların ve beylerin maaşlarına zam yapılacak…Osmanlı yönetiminden beslenen lüks hayat yaşayan paşa ve beyzadelerin İstanbul boğaz kıyısındaki yalılarda köşklerde saraylarda konaklarda gösterişli hayat yaşamaları için kaynak aktarılacak …Görülenler odur ki yönetim asker ve vergi kaynağı olarak gördüğü insanlarını sefalete, rezalete, köleliğe reva görmektedir.
Fransızlardan alınan borç para karşılığı 75 yıl süreyle işletme hakları verilen Çukurova Çiftliği'nin kurulması çalışmaları 1869 yılında başlamış, 1890'lı yılların sonlarında zamanın padişahı Abdülhamit tarafından yabancıların ve onlarla işbirliği yapan Ermenilerin toprak alımlarının önüne sed çekmek amacıyla mülkiyeti Orduda (Seraskeriye'de) kalmak üzere Anavarza kalesinin eteğinden başlayarak Kozan kalesi-İmamoğlu arası, Misis'ten aşağıda Yüreğir ovasını da içine alarak Ceyhan nehri kıyısındaki Adalı köyünden Akdeniz'e kadar uzanan 1 milyon 100.000 dönümlük arazi “Mercimek-Anavarza Devlet Çiftliği”adıyla kurulmuştu. Abdülhamit 1909 yılı nisan ayı içinde tahttan indirilmiş, ittihat ve Terakki Partisinin güdümünde yeni hükümetler kurulmuştu. Ve batılı ülkelere olan borçlanma da çığ gibi büyümüştü.
VE KOMİSYON PANİKTE
Çukurova topraklarına yüzyıllardan beri sahip olan Ramazanoğulları ve onlara destek veren insanların, Mercimek köyü yöresinde 9 muhtar adına hükümete kafa tutan köylü Durmuş'un tepkileri sessiz kalmadı.
Osmanlı hükümetinden Sadrazam, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı gelen tepkilerin yansımalarını sorunları görüşmek üzere toplandılar.
Ama Çukurova çiftliğini satın alan şirketin yetkilileri de İstanbul Pera'da hukuk danışmanlığı kurarak hükümetle yapılan anlaşmayı (mukavele) gündeme getirip sorunların çözülmemesi halinde Fransa hükümeti adına protesto notası verilmesi, tazminat haklarının gündeme getirilmesine ağırlık verdiler.