Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin Selanik'te yaşadığı ve orada öldüğünü tarih kitapları yazar.
-Ancak günümüze kadar ali Rıza Efendi'nin mezarı ve üzerinde yazılı olan bilgiler hiç gündeme gelmemiştir.
-Selanik, 1912 yılı kasım ayında kaybedildiğinde Hortacı Camisinin avlusundaki Atatürk'ün babasının mezar taşları da sökülerek yok edilmiştir. Ve Ali Rıza Efendi'nin mezarı da kayıptır.
Osmanlı'nın Balkan savaşları sonrasında 1912-1924 yılları arasında süren savaş ve mübadele(göç) olayları sonucu olarak Atatürk ailesinin yaşadığı Selanik'teki tarihi miras olan kültür varlıkları ve belgeler önemli ölçüde önemini kaybetmiş, yok edilmiş veya çürümeye bırakılmıştı. Türk ve dünya tarihinde derin izler bırakan Mustafa Kemal Atatürk'ün aile ve atalar kimliğine esas olacak babası Ali Rıza Efendi'nin mezarının kaybolması ve nüfus kayıt belgelerinin bulunmaması tartışmaları ve spekülasyonları da beraberinde getirmiştir.
ALİ RIZA EFENDİ'NİN
NÜFUS KİMLİK
BİLGİLERİNE
ULAŞMAK MÜMKÜN
Osmanlı Arşivinde 1990'lı yılarda başlayan belge tasnif çalışmaları sonrasında 200 milyon belgenin varlığı tespit edilmiş ve 60 milyon belgenin çözümlemesi de yapılarak bilim dünyasının bilgisine sunulmuştur.
Osmanlı'nın Tanzimat reformları sonrasında modernleşme hareketlerinin merkezi olan Selanik'te yaşayan yurttaşların 1850-1912 yılları arasındaki nüfus ve mülkiyet bilgilerini ortaya koyacak olan çok sayıda defter ve belgenin Osmanlı Arşivinde bulunduğu da ortaya çıkmıştır. 1870'li yıllarda Selanik'te çalışmalara başlayan Nüfus Nezareti'nin (müdürlük) bilgisi dahilinde şehir merkezi ve köylerde yaşayan bütün insanların isimleri ve köken bilgileri kesintisiz olarak defterlere işlenmiştir.
Ancak nüfus bilgilerini esas olan belgelerin önemli bir kısmı Osmanlı yönetimi sona ererken Selanik'te kalmıştı. Diğer yandan Mustafa Kemal Paşa'nın babası Ali Rıza Efendi'nin kimlik bilgisine esas olacak ön bilgilerin yer aldığı mezar taşının bulunmaması mezarının kayıp veya yok edildiği gerçeğini gözler önüne sermektedir.
OSMANLI
ARŞİVİNDEKİ SELANİK
NÜFUS BELGELERİ
ARAŞTIRILMALIDIR
Atatürk biyografisinin kayıp sayfasındaki kimlik bilgileri eksikliğini sona erdirmek için Selanik'te bulunan Osmanlı'dan kalan tapu ve nüfus defterleri ile Osmanlı Arşivinde bulunan mukayeseli belge ve defterlerin araştırılmasını gerektirmektedir. Şu anda Atatürk'ün köken ve kimlik bilgileri hakkındaki en eski belge 1899 yılında düzenlenen Harbiye künye kayıt defterinde yazılı olan bilgilerdir. Manastır askeri İdadisinden Harbiye'ye subay adayı olarak gelenlerin isim listesi verilirken Atatürk için şu bilgiler verilmiştir: “Selanik Koca Kasım Paşa Mahallesi gümrük memurlarından müteveffa (ölmüş) Ali Rıza Efendi'nin mahdumu (oğlu) uzun boylu beyaz benizli Mustafa Kemal Selanik, (doğum) 1296”. Atatürk'ün kimliğine esas olacak kökenlerini öğrenmek için 1850-1912 yılları arasında Osmanlı'dan kalan Selanik nüfus ve tapu defterlerinin de gözden geçirilmesi gerekir.
Balkan savaşlarının acı bir hatırası olarak Selanik şehri 1912 yılı kasım ayı içinde bir kurşun atılmadan Yunan ordusuna teslim edildi. Bu olayda sorumlu olan Osmanlı kumandanı Tahsin Paşa'nın davranışları “ihanet” olarak görülerek en ağır şekilde eleştirilmiştir.
Selanik'in kaybedilmesi ile birlikte 1912 yılında başlayan ve 1924 yılına kadar süren siyasi olaylar, göç ve mübadele sonrasında Selanik'in Osmanlı ve Türk kimliği de tamamen ortadan kalktı. Şehir merkezinde bulunan Osmanlı camilerinin önemli ir kısmı kiliseye çevrildi veya yıkıldı. Atatürk'ün babasının mezarının bulunduğu Hortacı Camisinin avlusunda bulunan Osmanlı mezar taşları da sökülerek veya kırılarak yok edildi.
Bu acı gerçeğin acı sonucu olarak Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin mezarı da kayıptır. Mezar taşı üzerindeki kimlik bilgileri de yok edilmiştir.
Her şeye rağmen Osmanlı'ya bağlı Selanik şehrinin 1850-1912 yılları arasındaki nüfus hareketlerini gösterir belge ve defterler Osmanlı Arşivinde ve Selanik şehrinde bulunmaktadır. Yapılacak araştırmalar sonrasında ortaya çıkacak belgeler Atatürk'ün kökenleri, babasının kimlik bilgilerini de aydınlatacak, tarihi ve ahlaki özelliği olmayan suçlama ve iftiralar da son bulacaktır.