Yerel seçime sadece birkaç gün kala, bazı adaylar şehrin geleceği adına iddialı projelerle gündeme gelirken, vatandaşlar ise artan fiyatlara rağmen hızla hayal kuran ülkeye göç ediyorlar.
Bir şehir hayal edin; yollar çukurlarla dolu, su kesintileri sık sık yaşanıyor, çöpler hala toplanmıyor. Üstelik, bu durum deprem öncesinde de böyleyken, bu temel konular tartışılırken, ortaya çıkan bir aday Zorkun Yaylası'na teleferik yapacağını söylüyor.
"Uçuyoruz, işte Allah!" diyoruz; memleketin kalbinde Osmaniye, neden bir havalimanına sahip olmasın ki? Bu talep, Toros Dağları'nın eteklerindeki şehir için elzem bir ihtiyaç olduğunu düşünen deneyimli bir bürokrat tarafından dile getiriliyor. Ancak, vatandaşlar için bu deneyimli bürokratın halkla ilişkilerindeki deneyimleri hakkında bazı soru işaretleri var.
Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise Osmaniye'nin Cumhur İttifakı belediyeciliği ile geçmiş üç döneminde "çağ atlaması" gerektiği halde, adayların vatandaşların temel belediyecilik hizmetlerinin yerine getirilmemesinden şikayet ettiğini duymak. Cumhur İttifakı adayının mega projelerden ziyade, bu yapılamayan hizmetler için özür dilemesi gerektiğini düşünüyorum.
Gerçi adayın bu durumda bir suçu yok; yıllar önce memleketten ayrılmış. Son dönemlerde AK PARTİ'den milletvekili aday adayı olarak çıkan bir isim, MHP içinde sorunlar çıkartabilir mi bilmiyorum, ancak MHP'nin belediye meclis üyesi adaylarının, belediye başkan adayları ile yarıştığı açık hava reklamlarında gördüğüm kadarıyla bu durum gerçek.
Cumhur İttifakı'nın seçimi kazanması durumunda ne değişeceğini sıkça kendime sorar, cevabını ararım. Özellikle Cumhur İttifakı'nı destekleyenlerin bu soruyu sormadığını görüyorum. Onlar için mesele, Reisi yedirmemek, genel başkanın alnını dik tutmak, çamurlu sular içerken, bozuk yollardan geçerken, alınmayan çöplerin manzarasında kuyruğu dik tutmaktır. "Soğan ekmek yeriz, Reisi yedirmeyiz" diyen bir topluluk, Reislerin kimi uygun gördüğüne oy vermek görevleridir.
Halkın yerel seçimin hizmet seçimi olduğunun farkında olmadığını görmek üzücü. Aklıma gelen son bir not, Cumhur İttifakı adayı İbrahim Çenet'in aracıyla yollarda seyahat ederken ne hissettiğidir. Eğer bir ziyarette susuz kalırsa, ekibinden bir isim hazır su getirmeye hazır olmalıdır, çünkü seçim döneminde her an hazır olmak önemlidir. Hastane kayıtlarına hastaların hagi şikayetle başvuruda bulunduğu incelenebilir.
Bu bölümü, İbrahim Erkal'ın deyişiyle bitirmekte fayda var: "Unutulanlar unutanları asla unutmaz." Gerçi genel seçimlerde farklı mı olmuştu?