Başkan Yücel, yeni yönetmeliğin öğretmenlerin özlük haklarına dair sorunları çözmekten uzak olduğunu, aksine birçok açıdan eşitsizlikler ve mağduriyetler yarattığını belirtti. Eğitim-İş olarak uzun süredir bu kanuna karşı mücadele ettiklerini vurgulayan Yücel, öğretmenlerin kıdem yılı esas alınarak eşit mali haklara sahip olması gerektiğini ifade etti.
“Unvan Ayrıştırması, Mesleki Onura Zarar Veriyor”
Adem Yücel, yönetmelikte yer alan unvan ayrıştırmasının öğretmenler arasında gereksiz bir rekabet ortamı yarattığını söyledi. "Öğretmenlik mesleği toplumun en önemli yapı taşlarından biridir ve bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Ancak, bu yönetmelik öğretmenleri 'Öğretmen, Uzman Öğretmen ve Başöğretmen' olarak ayrıştırıyor. Bu unvanlar, öğretmenlerin mesleki onurunu zedelemekte ve eğitimciler arasında huzursuzluk yaratmaktadır," dedi.
Ekonomik Haklarda Adaletsizlik
Yeni yönetmelikle birlikte ekonomik hakların unvanlara göre düzenlenmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirten Yücel, "Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ödemelerinin emekliliğe yansımaması, ekonomik koşulları sadece geçici olarak iyileştiriyor. Emekli öğretmenlerimiz bu durumda yine açlığa mahkûm ediliyor," ifadelerini kullandı.
Yücel ayrıca, bu süreçte verilen eğitim programları ve sınavların öğretmenlerin mesleki gelişimine katkı sağlamadığını savundu. "Videolar ve yüzeysel eğitimlerle şekilci bir anlayış ortaya konuluyor. Bu durum, öğretmenlerin gerçek bilgiye dayalı bir gelişim sağlamasının önüne geçiyor," dedi.
Disiplin Baskısı ve Özerklik Sorunu
Yönetmelikte yer alan kademe ilerleme cezası almama şartının öğretmenlerin üzerindeki baskıyı artırdığını dile getiren Yücel, "Öğretmenler, mesleklerini özgürce yapmaları gereken bir ortamda disiplin cezalarıyla baskı altına alınıyor. Bu, mesleki özerkliği ciddi şekilde zedelemektedir," dedi. Ayrıca, disiplin cezası alan öğretmenlerin cezaları silindikten sonra başvuru yapabilmelerinin süreci daha karmaşık hale getirdiğini belirtti.
Sözleşmeli ve Ücretli Öğretmenlerin Durumu
Yücel, sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin hak kayıplarına da dikkat çekti. "Ücretli öğretmenlerin hizmet sürelerinin yalnızca prim yatırılan günlerle sınırlı tutulması, bu öğretmenlerin emeğinin büyük bir kısmını görmezden geliyor. Bu durum, zaten zor koşullarda çalışan ücretli öğretmenlerimizi daha da mağdur ediyor," dedi.
Hak ve Tazminatlarda Ayrımcılık
Unvanlara bağlı olarak sağlanan ek tazminat ve derece düzenlemesinin, kıdem esasına dayanmadığını belirten Yücel, bunun diğer öğretmenler arasında mağduriyet yarattığını söyledi. "Tüm öğretmenler kıdem yılı esas alınarak eşit haklara sahip olmalıdır. Unvanlara bağlı bir mali hak düzenlemesi, öğretmenlerin emeğiyle bağdaşmamaktadır," ifadelerini kullandı.
Eğitim-İş’ten Revizyon Çağrısı
Adem Yücel, yönetmeliğin pek çok açıdan revize edilmesi gerektiğini belirterek şu önerilerde bulundu:
- Eşit Mali Haklar: Uzman veya başöğretmen unvanına bakılmaksızın, tüm öğretmenler için eşit mali haklar ve tazminatlar sağlanmalı.
- Sözleşmeli ve Ücretli Öğretmenlerin Hakları: Ücretli öğretmenlerin çalıştığı tüm sürelerin dikkate alınması sağlanmalı ve prim gün sayısına dayalı hesaplamalar yerine daha adil bir yöntem benimsenmeli.
Yeni yönetmelikte öğretmenlerin özlük haklarına dair sorunların, mali haklara dair eşitsizliklerin ve süreçteki belirsizliklerin giderilmesi gerektiğini vurgulayan Yücel, "Aralık ayı bitmeden sertifikalar düzenlenmeli ve 15 Ocak 2025’e kadar kılavuz yayımlanarak öğretmenlerin tüm hakları teslim edilmelidir," dedi.
Eğitim-İş olarak ayrımcılığın değil eşitliğin esas alınması gerektiğini savunduklarını belirten Yücel, "Öğretmenlik mesleğinin itibarını ve değerini yükseltmek için mücadelemizi her şartta ve her koşulda sürdüreceğiz" diyerek açıklamasını tamamladı.