Bağ bozumu, üzüm hasadının yapıldığı dönemi simgelerken, başaklama ise hasat sonrası bağda kalan ürünlerin, özellikle çocuklar ve komşular tarafından serbestçe toplanmasına olanak tanıyan bir gelenektir. Osmaniye gibi birçok bölgede bu gelenek zeytin hasadı sonrası da devam ettiriliyor.
Zeytin sezonu sona erdiğinde, başaklama zamanı anons edilerek herkesin bağda kalan zeytinleri toplamasına izin verilir. Toplumun dayanışmasını ve yardımlaşmasını teşvik eden bu gelenek, özellikle çocukların ve ihtiyaç sahiplerinin göz hakkı almasına imkan tanır. İmece kültürüyle iç içe olan bu uygulamalar, Anadolu’nun tarihsel ve kültürel zenginliklerinin bir parçasıdır. Aynı zamanda, kırgınlıkların ve küskünlüklerin giderilmesinde, halkın kaynaşmasında önemli bir rol oynar.
Bağ bozumu, yalnızca üzüm hasadı değil, Anadolu’nun derin sosyo-kültürel yapısının da bir yansımasıdır. Anadolu, asmanın ve üzümün anavatanı olarak bilinir ve bu coğrafyada üzüm, sadece sofralarda yer almaz; üzümden yapılan pekmez, köfter, bastık, koruk suyu gibi çok sayıda ürün de mutfaklarda önemli bir yere sahiptir. Asmanın yaprağı ise zeytinyağlı dolmalar gibi yemeklerde kullanılarak değerlendiriliyor.
Üzüm ve asma figürlerinin tarihi yapılarda, sikkelerde, seramiklerde sıklıkla karşımıza çıkması, bu bitkinin Anadolu kültüründeki yerini ve önemini açıkça gösteriyor. Asırlardır süregelen bu gelenekler, doğanın döngüsü ile şekillenen bir yaşam biçiminin sembolü olarak Anadolu halklarının hayatında önemli bir yer tutuyor. Osmaniye’de de başaklama ve bağ bozumu gibi gelenekler, paylaşmanın, dayanışmanın ve toplumsal birlikteliğin en güzel örnekleri olarak yaşatılmaya devam ediyor.