Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel, iktidarın krizi derinleştiren ve enflasyonu artıran politikalarının kamu emekçilerini yoksulluğa sürüklediğini ifade etti.

İl Başkanı Adem Yücel yükselen enflasyonla birlikte büyük bir yoksulluk dalgasının ülkeyi sardığını vurguladı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan resmi enflasyon oranları ile halkın gerçekte hissettiği enflasyon arasındaki makasın hiç olmadığı kadar açıldığını belirten Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Osmaniye İl Başkanı Adem Yücel “İktidarın krizi derinleştiren ve enflasyonu artıran politikaları emekçileri yoksulluğa sürüklemektedir. Yükselen enflasyonla birlikte büyük bir yoksulluk dalgası ülkeyi sarmaktadır.

TÜİK’in her ay açıkladığı enflasyon verileri ile halkın hissettiği enflasyon arasındaki makas hiç olmadığı kadar açılmaktadır.

Halktan yana açıklanan enflasyon oranları, TÜİK’in rakamlarının manipülasyon yaptığını göstermektedir.

Birleşik Kamu-İş Halkın Enflasyonuna göre temmuzda aylık enflasyon yüzde 12.8, yedi aylık enflasyon yüzde 50, yıllık enflasyon ise yüzde 92,2 olarak gerçekleşmiştir.

ENAG verilerine göre temmuzda aylık enflasyon yüzde 13,18, yıllık enflasyon ise yüzde 122,88 olarak hesaplandı.

TÜİK'e göre enflasyon temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 9,49 artış gösterdi, yıllık bazda ise yüzde 47, 83 olarak açıklandı.

TÜİK, fiyatlardaki gerçek değişimi çarpıtılmış rakamlara göre açıklamış olmasına rağmen bu rakamlar dahi çok yüksektir. TÜİK’in gizleyemediği kısımdaki aylık ve yıllık enflasyon çok korkunçtur. Ücretlere yapılan zamlar bu enflasyonlar karşısında anlamsız kalmıştır.

Enflasyon yoksulluktur. Enflasyon halkın sırtındaki en haksız vergidir. Vatandaşın geliri hızla erirken temel tüketim ürünlerine peş peşe gelen zamlar nedeniyle, halkın satın alma gücü daha önce hiç olmadığı kadar azaldı. Bu durum Türkiye’de yüksek enflasyonun kronik hale geldiğini, mevcut ekonomi politikalarında ısrar edilmesi halinde ülke ekonomisi açısından çok daha ağır sonuçların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğunu göstermektedir.

Önümüzdeki dönemde enflasyondaki artışı ve TL’deki değer kaybının sürecek olması, zaten sorunlu olan ekonomik tablonun daha da kötüleşmesine neden olacaktır.

Ülkenin ve halkın son yıllarda daha da ürkütücü boyutlara ulaşan yoksullaşma ve borç sorununun yeni zamlar ve vergi artışlarını beraberinde getirmesi kaçınılmaz görünmektedir.

Ekonomik kriz ve AKP iktidarının ekonomi bilimi ile inatlaşmasıyla oluşan yüksek enflasyon ortamında defalarca dile getirdiğimiz enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılması talebi yerine getirilmedi.

AKP iktidarı TÜİK aracılığıyla kamu emekçilerinin haklarını gasp ettiği gibi, her ay daha da zorlaşan hayat şartlarında, enflasyon farklarını aylık olarak maaşlara yansıtmayarak kamu emekçilerini binlerce lira zarara uğratmaya devam etmektedir.

İktidarın hiç tutmayan enflasyon hedefi ve TÜİK’in açıkladığı, ancak ücretliler için hiçbir anlam ifade etmeyen “resmi enflasyon” baz alınarak belirlenen en düşük memur maaşı olan 20 bin 352 TL’nin çoktan yok olduğunu göstermektedir. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılmasını yüksek enflasyon bunalımına acilen çare bulunmasını istiyoruz” dedi.