Bu karar, hem askerî disiplini hem de Türkiye’nin iç siyasal ve toplumsal yapısını doğrudan etkileyen bir tartışmayı gündeme getirdi.
MSB’den yapılan açıklamada, “beş teğmene Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayırma cezası verildi” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca, bu süreçte üç disiplin amirinin de aynı şekilde "ayırma cezası" aldığı belirtildi. Bakanlık, disipline aykırı hiçbir eylem ve olaya müsamaha gösterilmeyeceğini vurgulayarak, TSK’nin her zaman için disiplinin korunmasına öncelik vereceğini açıkladı.
Ancak, bu karar, özellikle kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. Teğmenlerin, Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan bağlılıklarını ifade etmelerinin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin disiplin anlayışıyla nasıl bir ilişki içinde olduğu konusunda ciddi soru işaretleri doğurdu.
Yemin ve Disiplin: Bir Çelişki Mi?
30 Ağustos 2024’teki mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diyerek subaylık yemini eden beş teğmen, bu ifadeleriyle, Cumhuriyet’in kurucusu ve Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin lideri olan Atatürk’e olan sadakatlerini ortaya koydular. Ancak, bu ifadeler, TSK içinde nasıl algılandı? MSB, bu yeminleri, askerî disipline aykırı bir davranış olarak nitelendirirken, teğmenlerin ve onların avukatlarının hukuk mücadelesine devam edeceklerini duyurması, kararın hukuki geçerliliği ve demokrasiyle ilgili sorgulamalara yol açtı.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin geçmişinde, Atatürk’ün askerleri olmak bir onur ve gurur kaynağıydı. Bu anlayış, orduyu sadece bir savunma gücü olarak değil, aynı zamanda Cumhuriyetin değerlerinin koruyucusu olarak da tanımlıyordu. Bugün, "Mustafa Kemal’in Askerleriyiz" gibi bir ifadenin disiplin suçu sayılması, birçok kişi tarafından, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Atatürk’le olan bağını zayıflatmak anlamına geliyor. Elbette, ordunun bağımsızlığı ve apolitikliği çok önemli. Ancak, "Mustafa Kemal’in Askerleriyiz" gibi bir ifadeyi dile getiren teğmenler, Cumhuriyetin kurucusunun mirasına sahip çıkmayı ifade ediyor ve bu, herhangi bir siyasi duruş ya da ideolojik bağlamda algılanmamalıdır.
Genç Askerlerin İhraç Edilmesi: Kaybedilen Değerler
Beş başarılı teğmenin ihraç edilmesi, bir yandan TSK’nin disiplinini koruma adına atılmış bir adım olarak görülse de, diğer yandan bu karar, Türk Silahlı Kuvvetleri için ciddi bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Bu genç askerler, başarılı ve kıdemli olmalarına rağmen, sadece bir yeminle TSK’den uzaklaştırıldılar. Başarılı, idealist ve liyakatli bir neslin, sadece duygusal bir ifade nedeniyle ordudan ihraç edilmesi, toplumsal açıdan büyük bir kayıp olarak nitelendirilebilir.
"Mustafa Kemal’in Askerleriyiz" demek, bu gençlerin Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerine olan bağlılıklarını ifade etmekten başka bir şey değildir. Ancak, TSK’nin bu tür bir söylemi, bir tehdit olarak algılayıp cezalandırması, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin genç kuşakları kaybetmesine neden olur...