Düziçi’nde Sanat ve Estetik Dokunuşlar Devam Ediyor Düziçi’nde Sanat ve Estetik Dokunuşlar Devam Ediyor

Türkiye'nin ilk kadın Sümerologu olan Çığ, 110 yıllık yaşamında bilginin, sevginin ve üretkenliğin sembolü haline geldi. Hayata dair felsefesini dört temel ilkeye dayandıran Çığ, "Her zaman iyi düşün, asla kin besleme, daima ölçülü ol ve şartlar seni zorlasa da kendin olma çabandan vazgeçme" diyerek, ardında büyük bir ilham kaynağı bıraktı.

Osmanlı'dan Cumhuriyet’e Uzanan Bir Hayat

Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde 1914 yılında dünyaya gelen Muazzez İlmiye Çığ, Osmanlı İmparatorluğu'nun son günlerine ve Türkiye Cumhuriyeti'nin doğuşuna tanıklık etti. Yaşamı boyunca güzellik, iyilik ve bilgiye olan inancını hiç kaybetmedi. Sümer tabletlerinin çözülmesi ve yayımlanmasını sağlayan çalışmalarının yanı sıra sayısız kitaba ve akademik çalışmaya imza attı. Çığ, sadece bir Sümerolog değil, kadın haklarından çevre bilincine kadar pek çok alanda toplumun öncüsü oldu.

Hayatının Dönüm Noktası

1936 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde Hititoloji bölümünde eğitimine başlayan Çığ, bu yılları hayatının dönüm noktası olarak nitelendirdi. Eğitimine dair "Alman hocamız üniversitede kalmamızı istedi ancak nişanlı olduğum için kariyer yerine evliliği seçtim. Daha sonra İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne tayin oldum ve orada yaptığım çalışmalar beni bugünlere taşıdı" ifadeleriyle, bu sürecin önemine dikkat çekti.

Bilginin Paylaşımı ve Çalışkanlık

Muazzez İlmiye Çığ, başarısının sırrını "düşünmeden çalışmak" olarak tanımlıyordu. Anadolu Ajansı’na verdiği bir röportajda, "Hayat çalışmaktır. Sümerliler 5 bin yıl önce bile 'Boş vakit geçirdiniz, neye yarar?' demişler. Bildiklerinizi paylaşmazsanız hiçbir kıymeti yoktur. Kitap yazın, makale yazın, anlatın, bildiklerinizi çevrenizle paylaşın" sözleriyle bilgi paylaşımının önemini vurguladı.

Muazzez İlmiye ÇığAktivizmin ve Cesaretin Sembolü

TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ile birlikte tarım arazilerinin satışını engellemek için protesto eylemlerine katılan Çığ, cesur kişiliğiyle toplumsal sorunlara da duyarsız kalmadı. "Cesur değilsen hayatta iz bırakamazsın" sözleriyle, yaşamını anlamlı kılmak isteyenlere ilham verdi. 92 yaşında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlamasıyla hakim karşısına çıkan Çığ, hayatı boyunca doğru bildiklerinden vazgeçmedi.

Yaşam Felsefesi ve Gelecek Nesillere İlham

Çığ, hayatının özeti niteliğindeki şu sözleriyle birçok kişiye rehber oldu:
"Bu hayatta yaşayacağımı yaşadım, yapmak istediğim her şeyi yaptım. 'Keşke' diye bir şey bırakmadım. Ne diyor Sümerliler? 'Biliyorsun, neden öğretmiyorsun?' Tüm mirasım öğretebildiklerimdir. Yaşınız kaç olursa olsun, okumaktan ve yorumlamaktan vazgeçmeyin. İyi düşünmekten feragat etmeyin ve asla kin beslemeyin."

Gençlere özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk kitabını okumalarını tavsiye eden Çığ, "Atatürk olmasaydı biz olmayacaktık" diyerek Cumhuriyet'e olan bağlılığını her fırsatta dile getirdi.

Son Sümer Kraliçesi" Osmaniye’de de Anılması Bekleniyor

Muazzez İlmiye Çığ’ın yaşamı, yalnızca bir bilim insanı olarak değil, bir ilham kaynağı olarak Türkiye’nin dört bir yanında anılmaya devam ediyor. Osmaniye’de de düzenlenecek etkinliklerle Çığ’ın yaşam felsefesi ve bilime olan katkılarının gelecek nesillere aktarılması bekleniyor. Muazzez İlmiye Çığ’ın ardından, onun izinden gidenlerin bilimin ve sevginin ışığını taşımaya devam edeceği bir gerçek. Türkiye, "Son Sümer Kraliçesi"ni kaybetmiş olabilir, ancak onun mirası sonsuza dek yaşamaya devam edecek.

Muhabir: Resul Özdil