Ancak bu özel gün, bazıları için hüzünle geçiyor. Baba evine gidemeyenler, kalplerinde bir eksiklikle Bayramı uzakta geçiriyor.
Baba evi, insanın en güvenli limanı, başını yaslayabileceği dağdır. Ayrılırken üzüldüğün, gidince sevindiğin, ama başın sıkıştığında kapılarının ardına kadar açık olduğunu bildiğin yerdir. Çocukluğunu, gençliğini yaşadığın, her köşesinde anıların saklı olduğu o sıcak yuva, bazen yıllar geçse de insanın kalbinde bir iz bırakır. "Baba evi" dediğimizde, aklımıza sadece dört duvar değil, içinde sevgi, güven ve huzur barındıran bir mekân gelir.
Bayramda baba evine gitmek, özlemi ve hüzünlü bir mutluluğu beraberinde getirir. Ama her zaman herkesin şansı olmaz. Uzakta yaşayanlar, iş ya da diğer sebeplerle bu özel günde baba evine ulaşamayabilir. Birçok kişi, baba evine gidememenin acısıyla, bayramı yalnız başına geçirmenin hüzünlü yanını yaşar.
Bayram sabahı, "Baba evine gitmek" için kapıyı çalamamak, o eski sofrada yer almak, anne ve babanın yüzündeki huzurlu ifadeyi görmek, bazen imkansız hale gelir. Ancak baba evinin kapıları her zaman açık, sevgi her zaman var. Kalbin, baba evini her zaman arar ve her zaman orada olmasa da, o evin sıcaklığı kalbinde hep sürer.
Ramazan Bayramı'nı baba evinde geçiremeyenler, belki de bu yıl bir parça kalbinden, o sıcak yuvasından bir şey bırakmışlardır. Ama unutmasınlar ki, her zaman geri dönme şansları olacak, çünkü baba evi, her zaman onların arkasında, daima onların yanında.