Medicana Ataköy Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Özlem Gül, panik bozukluğun sık sık tekrarlayan panik ataklarla karakterize olduğunu belirterek, bu durumun bireylerde korku ve kaygı düzeyini oldukça artırdığını söyledi. Dr. Gül, panik atakların aniden ortaya çıktığını ve hızla şiddet kazandığını, genellikle 10-30 dakika arasında devam ettikten sonra kendiliğinden geçse de kişiyi derinden etkileyebileceğini vurguladı.
Panik Atakla Gelen Şiddetli Belirtiler
Panik atak sırasında bireyler, genellikle kalp krizi ya da felç geçiriyor hissine kapılarak büyük bir korku yaşarlar. Dr. Gül, panik atak sırasında görülen belirtilerin kalp krizine benzer olduğunu, göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı, baş dönmesi gibi fiziksel semptomların yanı sıra, duygusal belirtilerin de eşlik edebileceğini belirtti. Bu belirtiler arasında, baş dönmesi, sersemlik, kendini değişmiş hissetme, ölüm korkusu gibi durumlar yer alır. Dr. Gül, panik bozukluk yaşayan bir bireyde bu tür belirtilerin en az dört tanesinin bir arada görüleceğini ifade etti.
Panik Bozukluğun Tanısı: Fiziksel Hastalıklar Hariç
Panik bozukluk, genellikle vücutta organik bir hastalıkla ilişkilendirilmez. Dr. Gül, bu bozukluğa sahip bireylerin sıkça acil servislere, kardiyoloji veya nöroloji bölümlerine başvurduklarını ancak yapılan tetkikler sonucu fiziksel bir hastalığa rastlanmadığını belirtti. Toplumda her 100 kişiden 3-4'ünün panik bozukluk yaşadığı ve bu bozukluğun genellikle 20-35 yaşları arasında başladığı da dikkat çeken bir diğer bulgu oldu. Kadınlarda erkeklere göre 2-3 kat daha fazla görülen bu rahatsızlık, genellikle yanlış tanılarla geçiştiriliyor, bu da tedavi sürecini uzatabiliyor.
Kaçınma Davranışları ve Agorafobi
Panik atak geçiren bireyler, ataklardan kaçınabilmek için hayatlarını değiştirirler. Toplu taşıma araçlarına binmekten, kalabalık ortamlardan ya da yalnız seyahat etmekten kaçınmaya başlarlar. Dr. Gül, panik atak geçiren kişilerin yalnız başlarına dışarı çıkmakta zorlandıklarını ve bazı yerlerde yoğun kaygı yaşadıklarını söyledi. Özellikle kalabalık ortamlarda, dar alanlarda ve yüksek yerlerde bulunmak panik bozukluğu olan kişilerde ciddi kaygıya yol açabiliyor. Bu tür yerlerden kaçınma ya da yanlarında bir başkasının bulunması gerektiği düşüncesi, panik bozukluğu ile birlikte görülen agorafobinin bir belirtisi olarak karşımıza çıkıyor. Agorafobi, hastaların yüzde 60'ından fazlasında ortaya çıkıyor.
Panik Bozukluğun Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri
Panik bozukluğun kesin bir nedeni yoktur ancak genetik yatkınlık, beyin kimyası, kişilik özellikleri ve stres gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle gelişebilir. Dr. Özlem Gül, panik bozukluğun tedavi yöntemlerinin kişiye özel olarak belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bu bozukluk genellikle ilaç tedavisi, bilişsel davranışçı terapi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle yönetilebilir. Bilişsel davranışçı terapi, kişinin kaygılarını daha sağlıklı bir şekilde yönetmesine yardımcı olurken, ilaç tedavisi ise semptomların şiddetini azaltabilir.