Yücel, Türkiye'deki baskıcı rejimin hala devam ettiğini belirterek, emek ve demokrasi mücadelesine omuz vermenin önemine vurgu yaptı.
Kuruluşunun ardından emek mücadelesini tekeline almaya çalışan odakların burun kıvırdığı Birleşik Kamu-İş'in, 16 yılda büyük bir emek ve birikimle önemli bir noktaya ulaştığını ifade eden Yücel, özellikle TÜİK'in rakamlarına karşı gerçek açlık ve yoksulluk araştırmalarıyla mücadele ettiklerini vurguladı. Sendikalaşma hakkının gasp edilmesine karşı çıkan ve emek mücadelesini aslında nicelik değil nitelikle verildiğini savunan Yücel, Birleşik Kamu-İş'in emek düşmanlığına, gericileşmeye ve adaletsizliklere karşı toplumsal muhalefetin önde gelen unsurlarından biri haline geldiğini belirtti.
Yücel, sendikanın altında toplanan kuruluşlar sayesinde sağlıktan belediyeciliğe kadar kamu idaresinde yaşanacak gelişmelerde söz sahibi olduğunu dile getirdi. Ancak, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlara da dikkat çeken Yücel, kamuda liyakat yerine iktidara sadakat dönemi inşa edilirken, özel sektörde çalışanların ise kar hırsına terk edildiğini ve özlük haklarının geriletildiğini vurguladı.
Birleşik Kamu-İş'in mücadelesinin ekonomi ve haklar odaklı olduğunu ifade eden Yücel, halkın yerel yönetimlerde Türkiye siyasi haritasını değiştirmesiyle yeni dönemin mücadele odağının belirlendiğini belirtti. Yücel, Birleşik Kamu-İş olarak emek, insanlık onuruna uygun ücretlerle insani koşullarda çalışma hakkı, demokrasi ve Cumhuriyet’in devrimleri üzerinden mücadelelerine devam edeceklerini vurguladı.
Son olarak, Yücel, Birleşik Kamu-İş'in omuz veren tüm emekçilere teşekkür ederek, henüz saflarına katılmamış olanları mücadeleye davet etti. Yücel, Birleşik Kamu-İş'in haklı mücadelesinin devam edeceğini ve daha nice 16 yıllara hazır olduklarını ifade etti.