Salı günü öğleden sonra başlayan patlamalar, Hizbullah’a yönelik uzun soluklu bir planın parçası olarak İsrail tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen saldırılar, çok sayıda sivilin hayatını kaybetmesine yol açtı.
Patlamalarla Gelen Kaos
Patlamalar, Lübnan genelinde eş zamanlı olarak gerçekleşti. Saat 15:30’da Hizbullah üyelerini uyarı mesajı gönderen çağrı cihazları, saniyeler içinde patlayarak yıkıma sebep oldu. Görgü tanıklarının ifadelerine göre, motosiklet kullanan birçok kişinin yere savrulduğu, alışveriş yapan insanların ceplerinden yükselen dumanlarla yere yığıldığı görüldü. Hastaneler kısa sürede dolup taşarken, patlamaların etkisiyle oluşan korku ve kaos tüm ülkeye yayıldı.
İki gün süren patlamalarda toplamda 32 kişi hayatını kaybetti, 2 bin 700'den fazla kişi yaralandı. Ölenler arasında Hizbullah üyelerinin yanı sıra siviller ve çocuklar da bulunuyor.
İsrail İddiaları Reddetti, Ancak Deliller Aksi Yönde
The New York Times'a konuşan ve kimliklerini açıklamayan savunma ve istihbarat yetkilileri, saldırıların arkasında İsrail’in olduğunu belirtti. İsrail ise olaylarla ilgili resmi bir açıklama yapmaktan kaçınarak ne doğruladı ne de reddetti. NYT'ye göre bu saldırılar, uzun süredir hazırlanmakta olan bir İsrail planının parçasıydı ve Hizbullah’ın yıllardır süregelen teknolojik zaaflarından yararlanıldı.
İddiaya göre, İsrail paravan bir şirket aracılığıyla Hizbullah’a çağrı cihazları satmış ve bu cihazların içerisine gizlenmiş patlayıcılar yerleştirmişti. Çağrı cihazlarının yanı sıra telsizlerin de bubi tuzaklı olduğu ve bu ekipmanların büyük kısmının 2022 yazından itibaren Lübnan’a gönderilmeye başlandığı belirtiliyor.
Nasrallah’ın Uyarıları ve Güvenlik Zaafı
Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, uzun süredir cep telefonlarının güvensiz olduğunu dile getirerek destekçilerini çağrı cihazları kullanmaya teşvik ediyordu. Şubat ayında yaptığı bir konuşmada, cep telefonlarının ajanlar tarafından izlenebileceğini vurgulayarak "Bana ajanın nerede olduğunu soruyorsunuz. Size diyorum ki, sizin elinizdeki telefon ajandır" ifadelerini kullanmıştı.
Nasrallah'ın bu uyarılarına rağmen, İsrailli istihbarat görevlileri Hizbullah’ın bu güvenlik açığından faydalandı ve cihazları gizli bir şekilde patlayıcılarla donattı. NYT'nin aktardığına göre İsrail, Hizbullah’ın cep telefonu iletişiminden kaçınmasını fırsat bilerek, bu yeni iletişim kanalı üzerinden bir Truva Atı operasyonu gerçekleştirdi.
İsrail’in Gizli Şirketi ve Üretim Planı
İsrailli yetkililer, Hizbullah'ın iletişimde kullandığı cihazları üretmek için en az üç paravan şirket kurdu. NYT’nin haberine göre BAC Consulting adındaki bir şirket, Tayvanlı bir firmayla anlaşarak Hizbullah için özel olarak üretilmiş cihazları Lübnan'a gönderdi. Bu cihazlar, içerisine yerleştirilen PETN adlı patlayıcı maddeyle donatıldı.
İstihbarat yetkililerine göre, çağrı cihazları 2022’de küçük partiler halinde Lübnan’a gönderilmeye başlandı, ancak Nasrallah’ın cep telefonlarını yasaklamasıyla birlikte sevkiyat büyük oranda arttı. Yaz aylarında binlerce çağrı cihazı Hizbullah üyelerine dağıtıldı. Bu cihazlar, İsrail tarafından zamanı geldiğinde uzaktan patlatılacak “düğmeler” olarak tanımlandı.
Cenaze Töreninde Yeni Bir Patlama
Saraain köyünde, cenaze töreni sırasında bir başka çağrı cihazının patlaması sonucu 9 yaşındaki Fatima Abdullah hayatını kaybetti. Babasının cihazını ona götürmeye çalışan küçük kız, cihazın patlaması sonucu yaşamını yitirdi. Cenazede yaşanan bu trajik olay, Lübnan halkı arasında paniği daha da artırdı.
Cep Telefonları ve Güvensizlik Ortamı
Lübnan'da yaşanan bu olaylar, bölgedeki haberleşme sistemlerinin ne denli savunmasız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Halk, cep telefonlarının güvensiz olduğu endişesiyle cihazlarını kapatırken, bu kez de güvenli kabul edilen çağrı cihazları ölümcül birer silaha dönüştü.
Siyasi Tepkiler ve Yeni Dönem
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hizbullah’la yaşanan çatışmalar nedeniyle kuzeyde yaşayan 70.000 İsraillinin evlerini terk ettiğini belirterek, bu kişilerin güvenlik sağlanana kadar evlerine dönemeyeceklerini vurguladı. Patlamalarla ilgili sorumluluğu üstlenmeyen İsrail, operasyonun detaylarına dair herhangi bir bilgi paylaşmadı.
Bölgedeki istikrarın hızla bozulduğu bu süreçte, Lübnan’daki sivil halk ve Hizbullah mensupları büyük bir güvenlik açığıyla karşı karşıya kalmış durumda. Israel’in bu gizli operasyonları, bölgede yeni bir gerilim dalgasını tetiklerken, Hizbullah'ın bundan sonra nasıl bir savunma stratejisi geliştireceği merak konusu.