Adana’da kızı ve damadı, kızının boşanma aşamasındaki eşi tarafından öldürülen anne Göksen Kanal, şimdi de torunu Çınar’ın vasiliğini almak için mücadele vermeye başladı. Karşı tarafın da vasiliği almak için dava açtığını belirten acılı anneanne, "Bir kızımı toprağa verdiler, bir kızımı da yaşarken öldürdüler. Torunum hem annesiz hem babasız kaldı. Ben adalet istiyorum" dedi.
Olay, geçen 28 Haziran Cuma günü saat 12.30 sıralarında Seyhan ilçesi Güneykuşak Bulvarı’nda meydana geldi. Uzman çavuş Gökhan Çelik (27) ile eşi 1 çocuk annesi öğretmen Hatice Çelik (29) arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın büyümesi üzerine Gökhan Çelik, beylik tabancasıyla önce araçta bulunan kayınbiraderi Murat Akdöker’i vurup ağır yaraladı, ardından da eşi Hatice Çelik’i vurarak öldürdü.
Önce kaçtı, sonra yakalandı
Olay yerinden kaçan Gökhan Çelik, daha sonra yaralı halde yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki "Anlaşamıyorduk, çocuğumu göremedim. O konuları konuşmak ve çocuğumu görmek için Adana’ya geldim. Araç içerisinde panik halindeydim. Tartışma büyüdü" ifadesinin ardından Çelik, sevk edildiği nöbetçi mahkemece tutuklandı.
21 günlük yaşam savaşını kaybetti
21 gün yoğun bakımda yaşam savaşı veren Murat Akdöker ise 19 Temmuz’da hayatını kaybetti.
Hatice Çelik’in, 14 Haziran günü Mardin’de eşiyle yaşadığı tartışma sırasında şiddet gördüğü için karakola başvurup, eşi hakkında 1 ay uzaklaştırma kararı aldığı ortaya çıktı.
Vasilik savaşı başlattı
Eşi hayatını kaybeden Gözde Akdöker de annesi Göksen Kanal’ın yanına taşındı. Anne ve kızı şimdi Hatice Çelik’ten tek miras kalan 2.5 yaşındaki Çınar’a bakmaya başladı. Bu sırada torunun vasiliğini almak için Göksen Kanal, Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesine ’vasilik’ davası açtı. Ancak Gökhan Çelik’in ailesi de torunlarının vasiliğini almak için dava açtı.
Öte yandan, cinayetten 4 ay geçmesine rağmen ise iddianamenin hazırlanmadığı öğrenildi.
"Bir kızımı toprağa verdiler, bir kızımı da yaşarken öldürdüler"
İhlas Haber Ajansı’na konuşan acılı anne Göksen Kanal, "2 kanadımı da kırdılar" diyerek, "Bu süreç bizim için çok zor geçti. Kızım istemediğimiz bir evlilik yaptı ve sürekli sorunları vardı. Kızım uzaklaştırma alıp buraya geldi. Geldikten 2 hafta sonra eşi gelip öldürdü. Büyük kızımın eşini de öldürdü o cani. 2 kanadımı kırdılar. Bir kızımı toprağa verdiler, bir kızımı da yaşarken öldürdüler" dedi.
"Hiçbir kadın öldürülmesin"
Torununun vasiliği için mücadele edeceğini anlatan Kanal, "Ben vasilik davası açtım. Karşı taraf da vasilik davası açmış. Ben yavrumun yavrusunun bende kalmasını istiyorum. Çocuğa doğduğundan bu yana ben bakıyorum. Onu pedagoga götürüyorum ve sürekli ilgileniyorum. Onun iyi olması için elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bir an önce davanın sonuçlanıp vasiliğin bende kalmasını istiyorum. Adalete güveniyorum. Bu olayda 2 anne evlatsız kaldı. Ben kızımı toprağa göndüm. Kızım eşini toprağa gömdü. Torunum hem annesiz hem babasız kaldı. Ben adalet istiyorum. Herkes sesimi duysun. Hiçbir kadın öldürülmesin. Karşı tarafın en ağır cezayı almasını istiyorum" ifadelerini kullandı.
"Hiçbirinin kanı yerde kalmasın"
9 aylık evliyken eşini kaybeden Gözde Akdöker (31) ise adaletin yerini bulmasını istediğini belirterek şunları söyledi:
"Kız kardeşimden miras olarak Çınar kaldı bizde. Çınar’ın bizde kalmasını istiyoruz. Gökhan Çelik’in en ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Hiçbirinin kanının yerde kalmasını istemiyorum. Olay olduğunda 9 aylık evliydik. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum."
"Hatice’nin ölümünde ihmal var"
Avukat Tuba Kastal Sertli ise Hatice’nin uzaklaştırma kararı almasına rağmen eşinin beylik tabancasına el konulmadığını anlatarak, "Ben öldürülen Hatice’nin boşanmak için tuttuğu avukattım. Boşanma davasına bakacaktım. Davayı açamadan Hatice vefat etti. Böyle olunca da ailenin avukatı haline geldim. İddianame halen hazırlanmadı. Şu anda biz Hatice’den miras kalan oğlunun vasiliği için başvurduk. Anneannesi, teyzesi ancak öyle teselli bulabiliyorlar. Özellikle biz karşı tarafın şikayetçi olduğunda askeri personel olduğunu, silahı olduğunu belirtmemize rağmen ne polis ne de tedbir kararı veren mahkeme silaha el koymamıştır. Hatice ve eniştesi Murat bu beylik tabancasıyla öldürüldü. Burada ağır bir ihmal var. Yargının bağımsızlığı demek bir karar verirken kimseden etkilenmemesi demek. Bütün şiddete uğrayan kadınlarda bir ihmal varsa üstüne hep birlikte gitmeliyiz. Maalesef koruyamadık, gitti ama bundan sonra yapılması gerekiyorsa yapacağız" diye konuştu.
"Aile Çınar’ın yanında gözyaşı dahi dökmüyor"
Öte yandan Avukat Sertli, Çınar’ın anneanne ve teyzesinin çok güçlü bir duruş sergilediklerini vurgulayarak, "Şu anda vasilik için dava açtık. Anneannesi ve teyzesi Çınar’ın hep yanında. Maddi anlamda sıkıntı yok, sevgi anlamında hiçbir sıkıntı yok. Anneanne ve teyze çocuğun yanında ağlamıyorlar. Tek istekleri var Çınar’ın vatana, millete hayırlı, güçlü ve kadın seven bir çocuk yetiştirmek" dedi.