Bu yapıların en dikkat çekici olanlarından biri, serender adı verilen, kırsal yaşamın önemli bir parçası olan ahşap yapılardır. Serender, genellikle Orta ve Doğu Karadeniz’e özgü, dört direk üzerine oturtulmuş bir tür depolama ve kurutma alanıdır.

Tarihi yüzyıllara dayanan serenderler, bölge halkının tarımsal faaliyetlerinin vazgeçilmez bir parçası olmuş ve günümüzde de turistik değerleriyle dikkat çekmektedir.

Serenderin Özellikleri

Serenderler, yapıları itibarıyla evlerden ayrı, doğrudan toprağa oturtulmuş dört kalın direk üzerinde yükselir. Yerden yaklaşık 5 ila 7 metre yüksekliğe sahip olan bu yapılar, yabani hayvanlar ve haşerelerden koruma amacıyla inşa edilmiştir. Kare şeklinde tasarlanan bu odacıklar, geleneksel ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini sergiler. Yapının malzemesi tamamen ahşaptan oluşur ve herhangi bir beton ya da demir malzeme kullanılmaz. Üst kısmı sac ya da yerel adıyla "harduma" olarak bilinen tahtalarla örtülerek su geçirmesi engellenir.

Türkiye'yi Adım Adım Keşfeden Gözel Çifti Osmaniye’de Türkiye'yi Adım Adım Keşfeden Gözel Çifti Osmaniye’de

Karadeniz’in Mirası Serenderler Yüzyıllık Geleneği Yaşatıyor (1)Yapının yan kısımlarında ise havalandırmayı sağlamak amacıyla ince ızgaralar bulunur. Bu ızgaralar, serenderin içine hava sirkülasyonu sağlayarak saklanan gıdaların daha uzun süre dayanmasına yardımcı olur. Akasya ağacından yapılan seyyar merdivenler, bu yapıya inip çıkmak için kullanılır. Yüksekliğinden dolayı yapı, mısır gibi ürünlerin kurutulmasında ve gıdaların korunmasında büyük bir işlev görür.

Serenderin Kullanım Amacı

Serenderlerin ana işlevi, bölgedeki tarımsal ürünlerin depolanması ve kurutulmasıdır. Özellikle mısır kurutma işlemi için ideal bir ortam sağlayan bu yapılar, aynı zamanda diğer gıdaların saklanması için de kullanılır. Yerden yüksek olması, ürünlerin fareler ve diğer böceklerden korunmasını sağlar. Direklerin üzerlerine çakılan tenekeler veya tahtadan yapılan dört küçük tekerlek, haşerelerin yapıya çıkmasını engelleyen geleneksel bir yöntem olarak dikkat çeker.

Serender ve Turizm

Geçmişte serenderler, tamamen tarımsal faaliyetlerin bir parçası olarak kullanılırken, günümüzde bölgenin turistik hale gelmesiyle farklı bir kimliğe bürünmüştür. Karadeniz’in köklü ailelerine ait eski tip serenderler, bugün hala ahşap işçiliğinin nadide örneklerini sergilemektedir. Bu eski yapılar artık yapılmasa da, bölgedeki turistik tesisler, serendere benzer yüksek odalar inşa ederek konaklama hizmeti sunmaktadır. Özellikle doğayla iç içe tatil yapmak isteyen turistler, serenderlerin benzersiz yapısını deneyimleyerek, Karadeniz’in bu kültürel mirasına tanıklık etme fırsatı buluyor.

Serenderler, sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda bölgenin sosyal ve ekonomik yapısını da yansıtan önemli bir simge haline gelmiştir. Karadeniz’in kültürel zenginliklerini ve tarım geçmişini en iyi yansıtan yapılardan biri olan serender, modern turizme uyarlanmış halleriyle bölgeye hem ekonomik katkı sağlıyor hem de Karadeniz’in kültürel mirasını yaşatmaya devam ediyor.

Karadeniz’in Mirası Serenderler Yüzyıllık Geleneği Yaşatıyor (2)

Geleceğe Aktarılan Bir Miras

Günümüzde serenderlerin geleneksel işlevi azalırken, Karadeniz’in yerel mimarisi ve kültürü açısından hala büyük bir öneme sahip. Serenderler, bu tarihi mirasın koruma altına alınarak turizme kazandırılmasıyla, yeni nesiller tarafından da keşfedilmeye devam ediyor. Yöre halkının büyük bir özveriyle yaşattığı bu yapı geleneği, hem Karadeniz’in eşsiz doğasıyla bütünleşiyor hem de köklü bir geçmişi günümüze taşıyor.

Serenderler, yalnızca bir yapı değil, Karadeniz’in kırsal yaşamının, tarımsal üretiminin ve ahşap işçiliğinin bir sembolü olarak kültürel değerini koruyor.

Editör: Resul Özdil