Kahraman, kanunun beklentileri karşılayacak şekilde çıkarılması gerektiğini belirterek, şube müdürü, uzman, araştırmacı, müfettiş, millî eğitim müdürü ve yardımcıları kadrolarında bulunan eğitim çalışanlarına uzman öğretmen ve başöğretmenlik unvanı hakkının tanınması çağrısında bulundu.
"Kanun Tasarısı Kapsayıcı Olmalı"
Eylemde konuşan Kahraman, meslek kanununun, meslek kanunu olarak nitelendirilmeyi hak edecek bir içeriğe kavuşturulması gerektiğini belirtti. Kanunun, eğitim çalışanlarını ayrıştırmaması ve hakların yarım kalmaması gerektiğini ifade eden Kahraman, “Hükûmeti ve TBMM’yi, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda beklentileri karşılayan, millî eğitim uzmanı, Bakanlık müfettişi, il millî eğitim müdürü ve yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü, araştırmacı, şube müdürü, eğitim müfettişi, eğitim müfettiş yardımcısı ve eğitim uzmanı kadrolarında görev yapanlardan aranan hizmet süresini tamamlayanlara da uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanına dayalı hakların tanınması konusunda adım atmaya çağırıyoruz” dedi.
"Kapsayıcı Bir Meslek Kanunu Gerekiyor"
Türkiye’nin kamu personel sisteminin, kamu politikasının belirlenmesi ve yürütülmesi konusunda şube müdürü, daire başkanı ve genel müdür şeklinde hiyerarşik sıralanan yönetim hizmetleri kadro grubunun söz sahibi olacağını belirten Kahraman, bu grubun yetki ve sorumluluklarının genişliğiyle uyumlu olmayan sınırlı özlük hakları ve yetkileri olduğunu söyledi. Kahraman, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun kapsamının daha baştan yanlış iliklendiğini belirterek, "Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarının eğitim ve öğretimin içerisinde bilfiil bulunan şube müdürleri ile dengi ve üstü kadrolarda bulunanların, kariyer basamakları sınavına girmelerine imkân tanınmamıştır" dedi.
"Eğitimcileri Ayrıştırmayan Bir Kanun"
Mahmut Kahraman, meslek kanununun öğretmenlik mesleğini düzenleyen müstakil bir kanun beklentisini karşılamaktan öteye geçemediğini, öğretmenlerin beklentilerini karşılayamadığını ve eğitim çalışanları arasında ayrıştırıcı bir içerikle yürürlüğe girdiğini vurguladı. Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararı sonrası hazırlanan yeni Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarısında da ayrımcı ve dışlayıcı bakış açısının devam ettiğini belirtti.
"Statü ve Unvan Farkı Gözetilmemeli"
Kahraman, öğretmenlik meslek kanununun bütün eğitim çalışanlarının aynı haklara erişimlerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini istedi. “Biz, Eğitim-Bir-Sen olarak, meslek kanununda, bütün eğitim çalışanlarının statü ve unvan farkı gözetilmeksizin aynı haklara erişimlerinin mümkün hâle getirilmesini, özlük haklarının tanımlanmasını ve geliştirilmesini istiyor ve bekliyoruz” dedi.
"Özlük Hakları Geliştirilmeli"
Memur-Sen Osmaniye İl Başkanı ve Eğitim-Bir-Sen Osmaniye Şube Başkanı Mahmut Kahraman, öğretmenlik meslek kanununun ekonomik krize kurban edilmemesi gerektiğini belirterek, "Ek ders ücreti artırılmalıdır. Uzman ve başöğretmenlik için öngörülen hizmet süreleri taahhüt edildiği üzere 5 ve 10 yıl olmalıdır. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası kariyer basamaklarına ilerlemeye engel olmamalıdır. Özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim kurumu yöneticileri ile öğretmenlere ödenecek net aylık ücret ile ek ders ücreti, bu kişilerin dengi olan resmî okullarda görevli yönetici ve öğretmenler için tespit edilen miktardan az olmamalıdır. Sözleşmeli öğretmenler, kadrolu öğretmenliğin özlük haklarından faydalanmalı; anayasal bir hak olan aile bütünlüğü teminat altına alınmalı; kadroya geçen öğretmenlerin aile birliği sağlanmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı; öğretmen istihdamında mülakat uygulamasından vazgeçilmelidir" dedi.
"Eğitimciler Adına Adımlar Atılmalı"
Kahraman, meslek kanununun eğitimcinin hak ve yetkilerini genişleten, ona destek olan bir içerikle hazırlanması gerektiğini vurguladı. Hükûmeti ve TBMM’yi, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanına dayalı hakların tanınması konusunda adım atmaya çağıran Kahraman, eğitimcilerin beklentilerinin karşılanması için mücadelelerinin süreceğini belirtti.