Kadirli'de bir inşaat kazısında ortaya çıkan erken Roma'ya ait villanın tabanında kullanılan mozaikler Filaviapolis'in geçmişine ışık tutuyor. Bölgede ender rastlanan erken Roma kalıntıları Flavius hanedanlığı döneminde kurulan antik kentin muhteşem yapısıyla da ile ilgili ipuçları veriyor.
Flaviopolis Evi'nin Atriumuna ait bölgedeki mozaiklerin bir bölümü Cassiopeia ve nereidlerin geçişini betimlemektedir. Erken Roma'ya ait bu binanın avlusundaki mozaiklerde anlatılan
Cassiopeia kimdir, nereidlerle birlikte betimlenmesinin sebebi nedir?
Mozaiklerde anlatılan mitin kökeni çok eskilere dayanmaktadır.
Mozaiklerde çıplak olarak tasvir edilen Cassiopeia Etiyopya kraliçesidir. Kral Cepheus'un eşidir.
Cassiopeia çok güzeldi. Güzelliğinden emin olduğu için çok kibirli bir şahsiyetti. Herkesten daha üstün olduğunu düşünür çevresindeki insanlara çok değer vermezdi.
Cassiopeia'nın dünyalar güzeli bir kızı vardı. Adı Andromeda olan kızının güzelliği ile öğünür onu her şeyin üzerinde tutardı.
Cassiopeia, zaman zaman denizci Nereus ve Doris'in, Yunan mitolojisinde Nereid denilen 50 kızıyla birlikte yüzer ve onlarla sohbet ederdi. Su altı perileri olarak da isimlendirilen Nereidler denizlerin altındaki gümüş mağaralarda yaşarlar, iyi yürekli olup denizde zora düşen herkese yardım ederlerdi.
Yine böyle bir sohbet esnasında konu güzellikten açılınca Cassiopeia' nın kibri ön plana çıktı ve kızı Andromeda'nın tüm nereidlerden daha güzel olduğunu söyleyiverdi. Nereidler Cassiopeia'nın bu sözlerini deniz tanrısı Poseidon'a ulaştırınca, Poseidon küplere biner ve Etiyopya'yı yok etmek için seller oluşturur. Etiyopya halkı sellerle uğraşırken Cetus adlı bir canavarı da sağ kalan insanları yok etmek için Etiyopya'ya gönderir. Cassiopeia ve kral Cetus ülkedeki kahinleri toplar ve bu canavardan kurtulmak için ne yapmaları gerektiğini sorar. Biliciler tek çarenin kızlarını kurban etmeleri olduğunu söyleyince Andromeda'yı deniz kıyısında bir kayaya zincirlemek zorunda kalırlar.
Bu arada Argos kralı Akrisios'un Danae isimli bir kızı vardır ve başka çocuğuda yoktur.
Akrisios erkek evladı olmadığı için krallığının geleceği için endişelidir. Endişelerini gidermek için o dönemin en iyi bilicilerinin yaşadığı en önemli kehanet merkezinden birisi olan Delphi'ye gider. Kehanet ve biliciliğin tanrısı olan Apollon'a sorularını sorar. Cevapları da alır. Ama duydukları hiç hoşuna gitmez. Çünkü kızı Danae'nin bir erkek çocuk doğuracağı ve bu cesur, güçlü çocuğun kendisini öldürüp kral olacağı söylenir.
Akrisios yeraltına tunçtan bir oda yaptırarak kızı Danae'yi içine kapatır. Böylece kızının gebe kalamayacağını dolayısıyla da kehanetin oluşmayacağını düşünür.
Ama olaylar umduğu gibi gitmez. Çapkın Zeus, Danae'ye göz koyar. Yağmur olur yağmaya başlar. Topraktan sızar, tunç odanın pencere aralığından Danae' in üzerine damlar. Kehanet gerçekleşir, Danae gebe kalır.
Bir müddet sonra tunç odadan bebek sesi geldiğini duyan Akrisisos ne yapacağını şaşırır. Kızını ve bebeğini bir sandığa koyarak denize bırakır. Sandık Seriphos Adası'nın kıyılarına gelir ve karaya oturur. Tanrılar böyle istemiştir çünkü o sandıktaki çocuk Zeus'un oğlu Perseus'tur.
Balıkçılar buldukları sandığı Kral Polydektes'e götürürler. Burada bir soylu gibi yetiştirilen Perseue cesur gözüpek bir prens olur.
Kral Polydektes Danae'ye aşık olur ama Perseus'tan da çekinmektedir. Bunun için Perseus'u ortadan kaldıracak bir plan yapar. Ortalığa Hippodameia isminde bir kızla evleneceği haberini yayar ve büyük bir merasim düzenler. Düğüne Perseus'ta davetlidir. Perseus krala nasıl bir hediye istediğini sorar. Kral güzel atlar istediğini söyler. Perseus böyle basit hediye bana yakışmaz, sana Medusa'nın başını bile getirebilirim deyince Kral Polydektes'in istediği olur. Bir kaç gün sonra Perseus hediye olarak getirdiği güzel atlarla kralın huzuruna çıktığında Polydektes; “bana Medusanın başını söz vermiştin. Sözünde durmalısın” der ve
“Medusa'nın başını getirene kadar anneni de yanında tutacağım.” diye ilave eder.
Kralın isteği Perseus'un gidip de geri dönememesi ve kendisinin de Danae'ye sahip olabilmesidir.
Medusa'ya ulaşabilmek o kadar kolay değildir. Perseus, Medusa'ya nasıl ulaşacağını kara kara düşünürken Hermes çıkagelir.
Perseus durumu Hermes'a anlatır. Vaadini nasıl gerçekleştirebileceğini bilemediğini söyler. Hermes, Athena'nın Perseus'a yardımcı olacağını söyler. Athena kendisine yapılan saygısızlıktan dolayı cezalandırdığı ve lanetlediği Medusa'nın öldürülmesini istediğinden Perseus'a Medusa'yı nerede bulacağını söyler.
Athena kalkanını Perseus'a verir ve kesinlikle Medusa'nın gözlerine bakmaması gerektiğini tembihler. Hermes'de ona bir orak vermiştir. Athena'nın kalkanı ve Hermes'in orağı ile Okeanos'un ötesine doğru yola çıkar.
Perseus, Medusa'nın yaşadığı verimsiz, çorak ülkeye gelir. Her yer taşlaşmış insan ve hayvanlarla doludur. Üç kız kardeşin arasında sadece ölümlü olan Medusa'dır. Perseus onların bulunduğu mağaraya yavaş yavaş girer. Medusa'ya iyice yaklaştığında göz göze gelip taş olmamak için Athena'nın kalkanını kullanır. Kalkanı ile hem kendini korur hem de ayna gibi kullanıp Medusa'ya bakar ve bir kılıç darbesiyle Medusa'nın kafasını vücudundan ayırır.
Perseus Medusa'nın başını yanına alarak yoluna devam eder. Sürekli yeni bir macera yaşayarak Medusa başını krala ulaştırmaya çalışır. Etiyopya topraklarından geçerken kayalara bağlanmış güzel bir kız görür. Bu kız Andromeda'dır ve Poseidon'un gönderdiği deniz canavarına kurban edilmek üzere seçilmiştir. Tam canavar kızı alacakken Perseus canavarın üzerine atılır. Heybesinden Medusa başını çıkarır ve canavara gösterir, devasa canavar taş kesilir. Perseus Andromeda'yı kurtarır ama kurtarmakla kalmaz. Aşık olmuştur. Cassiopeia, kızını kurtaran bu kahramanın kızıyla evlenmesini kabul eder.
Evlendikten sonra Andromeda ile beraber Medusa başını bekleyen Kral Polydektes'e doğru yola çıkarlar. Ama Kral Perseus'un dönemeyeceğini düşündüğünden annesi Danae'yi rahat bırakmaz. Danae bir tapınağa saklanarak Perseus'u beklemektedir. Perseus elinde heybesi ve içindeki Medusa başı ile kralın huzuruna çıkar. Kral Perseus'u da görmenin öfkesiyle yalan söylediğini iddia eder. Perseus ise bunun üzerine heybesinden Medusa başını çıkarır ve kral bunu gördüğü anda taş kesilir.
Perseus, bütün bu olanlardan sonra Hermes ve Athena'nın kendisine verdiği silahlarıyla birlikte Medusa'nın başını da Athena'ya verir ve o da Medusa'yı kalkanının üzerine koyar.
Bu arada Poseidon hâlâ Cassiopeia'ya kızgındır ve onu cezalandırmak için gökyüzüne yerleştirir. Onu adını taşıyan Cassiopeia (kraliçe) Takım yıldızı haline getirir ve Andromede'yı da sistemin komşu yıldızı olarak gökyüzüne sabitler.
Böylesine ilginç bir mitin Kadirli'nin merkezinde ortaya çıkarılan bir erken Roma evinde tasvir edilmesi, Kadirli ya da Filaviapolis'in O dönemin tarihi, kültürü ve medeniyeti ile ilgili ipuçlarıdır. Filaviapolis'in gerçek tarihi önümüzdeki günlerde başlayacak kazılarla ortaya çıkacaktır.
KADİRLİ'DE BULUNAN MOZAİK, CASSİOPEİA VE PERSEUS
Muzaffer Kaya
Yorumlar