Uzmanlara göre, kadınların ekonomik bağımsızlığını kazanması önündeki bu engeller kalkmadıkça, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi istenen ilerlemeyi kaydedemeyecek.

İş Bulma Sürecinde Çifte Standartlar Devam Ediyor

Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranı yaklaşık yüzde 30 civarında seyrediyor, ancak bu oran erkeklerde yüzde 70’i aşmış durumda. Kadınlar iş bulma sürecinde çoğu zaman cinsiyete dayalı ön yargılarla karşılaşıyor. Özellikle belirli sektörlerde kadınlar yeterli eğitim ve deneyime sahip olmalarına rağmen işe alımlarda geri plana itilmekte. Uzmanlar, toplumsal cinsiyet kalıplarının, kadınların kariyer fırsatlarını sınırlamaya devam ettiğine dikkat çekiyor.

Çalışan Kadınlar için Kariyer Yolunda Zorluklar Bitmiyor

İş dünyasında kadınlar, işe alındıktan sonra da çeşitli engellerle mücadele etmek zorunda kalıyor. Çoğu kadın, iş hayatında yükselme konusunda “cam tavan” olarak adlandırılan görünmez engellerle karşılaşıyor. Bu engeller nedeniyle kadınlar yönetici pozisyonlarına daha az erişiyor ve iş hayatında liderlik pozisyonlarında temsil oranları düşük kalıyor. Bu durumun, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından ciddi bir sorun teşkil ettiği belirtiliyor.

Ev ve İş Yükünün Dengelenmesi Kadınlar İçin Büyük Sorumluluk

Türkiye’de kadınlar iş hayatında aktif olarak yer alsalar dahi, geleneksel olarak ev ve çocuk bakımında da sorumluluğu üstlenmek durumunda kalıyor. Çalışan kadınlar, profesyonel hayattaki yükleriyle birlikte ev içi sorumlulukları da üstlenmek zorunda kalıyor ve bu durum kadınları yıpratıcı bir ikili görev çatışmasıyla baş başa bırakıyor. Kreş ve çocuk bakımı desteğinin yetersiz olması da bu süreci daha zor hale getiriyor.

Eşitlik İçin Atılması Gereken Adımlar

Burdur'da kaçakçılık operasyonlarında yakalanan şüphelilerden biri tutuklandı Burdur'da kaçakçılık operasyonlarında yakalanan şüphelilerden biri tutuklandı

Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanması için kadınların iş gücüne katılımını destekleyen yasal ve sosyal politikaların geliştirilmesi gerektiği belirtiliyor. Uzmanlar, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanarak toplumsal hayatta daha etkin bir rol üstlenmelerinin tüm toplum için faydalı olacağını vurguluyor. Çalışma ortamlarında eşit fırsatların yaratılması, işe alım süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı hassasiyet gösterilmesi ve kadınlara yönelik destek programlarının yaygınlaştırılması gerektiği ifade ediliyor.

Kadınların iş gücüne katılımında yaşanan zorluklar çözülmedikçe toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinin de başarıya ulaşamayacağı öngörülüyor. Hem devletin hem de özel sektörün bu konuda sorumluluk üstlenerek, kadınların iş hayatında eşit ve adil koşullarda yer almasını sağlamak için adımlar atması bekleniyor.

Editör: Sude Elif Sezen