Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, bugünkü “AYM’nin Yeni Atalay Kararı!.. Sen Avukatsın Öyle Mi?” başlıklı yazısında Grup Başkanvekili Şahin’in Meclis konuşmasını eleştiren bir yazı kaleme aldı. Karahasanoğlu, yazısında Şahin’e yönelik; “Hani bu adama hukukçu olmasa sormayacağım ama… Hukukçu olduğuna göre, elinde fakülte diploması ve de baro kaydı olduğuna göre soralım: ‘Yargıtay’ın verdiği karar, kesin değil, itirazı mümkün bir karar mıydı?’ Devam edelim sorumuza, ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararı kesin de... Yargıtay’ın verdiği karar boru mu?” ifadeleriyle Şahin’i eleştirdi.
Grup Başkanvekili Şahin ise sosyal medya hesabı X üzerinden Karahasanoğlu’na verdiği cevapta; “Ali İhsan Bey; sizi Sn. Davutoğlu’nu misafir ettiğinizde yaptığınız nezaketsiz programdan dolayı çok iyi tanıyoruz. Üslubunuza takılmadan Anayasakonusundakiçarpıtmanıza cevap verelim” ifadelerine yer verdi.
Cevabında Anayasa Mahkemesi’nin kararının kesin ve bağlayıcı olduğunu tekrarlayan Şahin, Akit Gazetesi yazarına “Anayasanın. 153. maddesindeki kararların bağlayıcılığı hükmü bütün kurumları ve şahısları bağlıyor ama sadece sizi bağlamıyor öyle mi?” diye göndermede bulundu.
Karahasanoğlu’nun derdinin hukuk değil, ideolojik saplantı olduğu eleştirisini yönelten Grup Başkanvekili Şahin, “Meselenin hukuki ve siyasi yönü bu kadar açık. İkimiz de işimizi yapıyoruz. Ben inandığım bir doğruyu savunuyorum ama siz ise ideolojik saplantıyla hareket ediyorsunuz. Ne diyeyim işiniz zor ama bu zorluğu kolaylaştıran bir kabiliyetiniz var! Allah selamet versin.”dedi.
İşte İsa Mesih Şahin’in cevabının tam metni:
“Yeni Akit Gazetesi yazarı Ali İhsan K. köşe yazısının tamamını meclis konuşmama ayırmış. Cevabımdır; Ali İhsanBey; sizi Sn. Davutoğlu’nu misafir ettiğinizde yaptığınız nezaketsiz programdan dolayı çok iyi tanıyoruz. Onun için üslubunuza takılmadan çarpıttığınız Anayasa konusuna bir açıklık getirelim. Öncelikle konu sizin için sadece Can Atalay meselesi, yaniideolojik bir saplantı. Benim için ise sadece Türkiye’nin hukuk devleti olması meselesidir. Aslında çok açık olan ve Türkiye’nin önemli Anayasa hukukçularının da benim gibi düşündüğü bir konudan bahsediyoruz.
Sizin gibi Yargıtay'ın kararının daha üst derecede önem taşıdığını iddia edenler şöyle hukuki olmayan bir gerekçe ortaya koyuyorlar; "Anayasa Mahkemesi, Yargıtay'ın üzerinde bir süper temyiz makamı değildir."Hiçbirimiz bunu iddia etmiyoruz. Ama Anayasamız 2010 yılında yapılan değişiklik ile çok açık olarak 148. maddesinde diyor ki; "Anayasada yer alan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti edilen herhangi bir hakkı kamu gücü tarafından ihlal edilenler Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkını kullanır." Kamu gücü kim? Yasama, yürütme ve yargı organı, idari makamlar… Bunlardan biri bir kişinin Anayasada yazan ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti edilen bir hakkını ihlal eden bir karar vermişse, o karar Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru aracılığıyla taşınır ve bu konuda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karar 153. madde gereğince kesindir ve yasama, yürütme, yargı için bağlayıcıdır. (Yargıtay için de bağlayıcıdır.)
Anayasanın. 153. maddesindeki kararların bağlayıcılığı hükmü bütün kurumları ve şahısları bağlıyor ama sadece sizi bağlamıyor öyle mi? Anayasa Mahkemesi kararının doğruluğu yanlışlığı elbette eleştirilebilir ancak karara uyulmak zorundadır. Bu konudaki Sn. Erbakan’ın RP kapatıldığındaki devlet aklı duruşunu da konuşmamda aktarmıştım. Meselenin hukuki ve siyasi yönü bu kadar açık. İkimiz de işimizi yapıyoruz. Ben inandığım bir doğruyu savunuyorum ama siz ise ideolojik saplantıyla hareket ediyorsunuz.Ne diyeyim işiniz zor ama bu zorluğu kolaylaştıran bir kabiliyetiniz var! Allah selamet versin.
Son olarak; konuşmamda yer verdiğim yargı organının yaşadığı önemli sorunlara da göz atabilirsiniz. Bir gazeteci olarak istifade edeceğiniz (çarpıtabileceğiniz) önemli bilgiler var.”