Yağmurlu bir 23 Nisan sabahı, sabah namazı vakitlerinde doğan Öztunç’un ebeveynleri Süleyman ve Leyla’dır. Babası, "Demirci Süleyman" olarak tanınan Osman Öztunç’un en büyük ağabeyinin ölümünün ardından, ailesinin sonuncu çocuğuna, büyük ağabeyinin ismini vermek istemiştir. Ebesi Minadiye Nine ve Nahiyenin en yaşlısı Kamili Tevvik Dede de bu ismin verilmesinde etkili olmuş, ve küçük çocuğa "Muhammed Osman" adı verilmiştir.
Sanat dünyasına adım attığı yıllarda, 22 yaşında İstanbul’a albüm hazırlığı için gelmiş ve burada Arif Nazım vasıtasıyla Akbaş Müzik ile dört albüm anlaşması yapmıştır. İlk albüm hazırlıklarında Arif Nazım, ona yardımcı olmuş ve Arif Nazım’ın konserlerinde hem şarkılar söylemiş hem de bağlamasıyla eşlik etmiştir. Ancak Osman Öztunç, her zaman sanatında sazda ve sözde iddialı olmadığını belirterek, kendisinin daha çok bir mana ozanı olduğunu vurgulamıştır.
Şiirlerinde Şeyh Ahmet Yesevi, Mevlânâ, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Kaygusuz Abdal gibi büyük isimlerin etkileri açıkça görülmektedir. Bu sanatçılarının şiirlerini besteleyip okurken, genç sanatçılara da ilham kaynağı olmayı amaçlamıştır. Osman Öztunç’un repertuarı oldukça geniş olup, sahne performansları modern halk müziği, dergah şiirleri ve sohbet tarzında şekillenmiştir.
Osman Öztunç, yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa'nın birçok ülkesinde de konserler vermiş, ismi yurt dışında da duyulmuştur. Sanatçı, müzikal anlamda eskiyi bozmadan modernleştiren, küfürsüz, riyasız ve kibirsiz bir duruş sergileyerek halkın gönlünde yer edinmiştir. Özellikle şarkılarındaki aşk, başkaldırı ve mücadele temaları, onu dönemin en önemli ozanlarından biri yapmıştır.
Hayatı, aşkları, kavgaları, sazı ve duruşuyla bir kahraman gibi şekillenmiştir. Yazım tarzında serbest nesir, hece, divan, cinas ve protest gibi farklı türleri kullanmış, her birini kendine has bir şekilde işlemiştir. Bu şekilde, kendisini "gerçek bir ozan" olarak kabul ettirmiştir. Dönemin siyasi atmosferinde, başbakan tarafından dava açılmış ve hapis cezasına çarptırılmıştır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen, Osman Öztunç’un şiirlerinde her zaman aşk, başkaldırı ve haksızlıklara karşı duruş ön planda olmuştur.
Osman Öztunç, bir mana ozanı olduğu kadar, aynı zamanda bir başkaldırı ozanı olarak da tanınmaktadır. Şiirlerinde ve şarkılarında yer alan derin anlamlar, onu sadece bir sanatçı değil, bir düşünür ve toplumsal olaylara duyarlı bir ses haline getirmiştir. Her zaman halkının yanında durmuş, onların duygularını en iyi şekilde yansıtmaya çalışmıştır.
Bugün, Osman Öztunç, sadece bir ozan değil, bir gönül adamı olarak anılmaktadır. O, aşkın, başkaldırının ve kavganın ozanıdır; gönül dünyasında bir delilikle hareket eden, ama her zaman doğru bildiğini savunan bir sanatçıdır.