Askeri darbeler, sadece siyasi ve ekonomik yapıyı değil, aynı zamanda toplumsal ve bireysel psikolojiyi de derinden etkileyen olaylardır.
Özellikle Türkiye gibi darbelerle tarihi boyunca sık sık karşılaşan bir ülkede, bu tür olayların toplum üzerinde bıraktığı izler oldukça belirgindir. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi, Türkiye'nin yakın tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve halkın bu olaya verdiği tepkiler, psikolojik açıdan dikkat çekici olmuştur. Bu makalede, askeri darbelerin toplum üzerindeki travmatik etkileri ve 15 Temmuz süreci, psikolojik perspektiften ele alınacaktır.
Askeri Darbelerin Toplum Üzerindeki Travmaları
Askeri darbeler, toplumun geniş kesimleri üzerinde çeşitli düzeylerde travmatik etkiler bırakır. Bu etkiler, bireylerin ve toplumun genel psikolojik sağlığını uzun vadede etkileyebilir.
1. Güvenlik Algısının Sarsılması: Darbeler, bireylerin ve toplumun genel güvenlik algısını ciddi şekilde zedeler. Güvenlik güçlerinin, halkın güvenliği yerine siyasi güç mücadelelerine katılması, toplumda derin bir güvensizlik duygusu yaratır. İnsanlar, hem devlet kurumlarına hem de birbirlerine karşı güvensiz hale gelebilirler.
2. Travma ve Stres Bozuklukları: Askeri darbeler sırasında yaşanan şiddet olayları, gözaltılar, işkenceler ve kayıplar, bireylerde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gibi ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Bu durum, özellikle doğrudan şiddet olaylarına maruz kalan ya da tanık olan bireyler için geçerlidir.
3. Toplumsal Bölünmeler: Darbeler, toplumda mevcut olan sosyal ve politik bölünmeleri derinleştirir. Farklı siyasi görüşlere sahip gruplar arasında artan düşmanlık ve kutuplaşma, toplumsal uyumu ve dayanışmayı zayıflatır. Bu durum, toplumun genel psikolojik sağlığını olumsuz etkiler.
4. Kolektif Travma: Askeri darbeler, sadece bireysel değil, aynı zamanda kolektif bir travma yaratır. Toplumun büyük bir kesimi, ortak bir travmatik deneyimi paylaşır ve bu durum, kolektif bir kimlik ve hafıza oluşturur. Bu kolektif travma, toplumun psikolojik yapısını uzun vadede etkileyebilir.
15 Temmuz Süreci ve Psikolojik Etkileri
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi, Türkiye için hem bireysel hem de toplumsal düzeyde derin psikolojik etkiler bırakmıştır. Psikolog gözüyle bu sürecin etkilerini birkaç başlık altında incelemek mümkündür:
1. Anlık Travma ve Şok: 15 Temmuz gecesi, milyonlarca insanın evlerinde, sokaklarda ve meydanlarda yaşadığı anlık şok ve korku, büyük bir travmatik etki yaratmıştır. Televizyon ekranlarında tanklar, silahlı çatışmalar ve bombalamalar görmek, bireylerin korku ve çaresizlik hissetmesine neden olmuştur.
2. Direniş ve Kolektif Güçlenme: Darbe girişimine karşı halkın gösterdiği direniş ve dayanışma, psikolojik açıdan önemli bir güçlenme ve kolektif kimlik oluşturma sürecine yol açmıştır. İnsanlar, demokrasiye sahip çıkmak için sokaklara dökülmüş ve bu ortak mücadele, toplumun büyük bir kesiminde güçlü bir aidiyet duygusu yaratmıştır.
3. Travmanın Uzun Vadeli Etkileri: 15 Temmuz'un ardından, darbe girişiminin yarattığı travmanın uzun vadeli etkileri ortaya çıkmıştır. Ailelerini kaybedenler, yaralananlar ve bu olaylara tanık olanlar, uzun süreli psikolojik destek ve tedaviye ihtiyaç duymuştur. Travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi sorunlar yaygın hale gelmiştir.
4. Kutuplaşma ve Sosyal Gerilimler: Darbe girişimi sonrasında artan politik ve sosyal kutuplaşma, toplumda derin gerilimler yaratmıştır. Farklı siyasi görüşlere sahip bireyler arasında artan düşmanlık, toplumsal uyumu ve güveni zedelemiştir. Bu durum, bireylerin genel psikolojik sağlığını olumsuz yönde etkilemiştir.
Sonuç
Askeri darbeler, toplumun genel psikolojik sağlığı üzerinde derin ve kalıcı etkiler bırakır. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi de Türkiye'de büyük bir travmaya yol açmış ve toplumun geniş kesimlerinde ciddi psikolojik sorunlara neden olmuştur. Bu tür olayların ardından, bireylerin ve toplumun psikolojik iyileşme süreci zaman alır ve bu süreçte psikolojik destek hizmetlerinin sağlanması büyük önem taşır. Toplumun genel psikolojik sağlığını korumak ve travmanın etkilerini azaltmak için, bireylerin ve toplumun kolektif olarak güçlenmesine yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişiminin yıldönümünde, demokrasiye ve milli iradeye karşı yapılan bu alçak saldırıyı bir kez daha şiddetle kınıyoruz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini hedef alan bu girişim, milletimizin kahramanca direnişi ve kararlılığı sayesinde başarısızlığa uğramıştır.
Şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anarken, demokrasimize sahip çıkan tüm vatandaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. 15 Temmuz gecesi gösterilen cesaret ve fedakarlık, Türkiye'nin demokrasiye olan bağlılığını ve milli iradenin gücünü tüm dünyaya göstermiştir.
Bu vesileyle, milletimizin bir daha böyle acı olaylar yaşamamasını temenni ediyor, demokrasiye ve milli iradeye olan inancımızı bir kez daha vurguluyoruz. Ülkemizin huzuru, güvenliği ve refahı için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.
Hain darbe girişimini lanetlerken, vatanımızın ve milletimizin bölünmez bütünlüğünü koruma kararlılığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Unutmayacağız, unutturmayacağız.
Saygılarımızla,