Pekkan, özellikle 'Sanat Güneşi' Zeki Müren’le olan yakın ilişkisini ve ondan öğrendiklerini samimi bir şekilde anlattı. Müren'in, ona sadece sanat dünyasını değil, sahne arkasını da öğretmekle kalmadığını, aynı zamanda ona büyük bir destek sağladığını vurgulayan Pekkan, bu dönemi "Okul" olarak tanımladı.
Zeki Müren’in, genç Ajda Pekkan’a sahneye adım atarken verdiği destek, pek çok müzikal açıdan yol gösterici oldu. Pekkan, “O beni hep katalizör olarak kullanırdı. ‘Ajda olmazsa ben çıkmam’ derdi. Bu tutkusu ve sevgisi beni çok etkilemişti,” diyerek Müren’in kendisine duyduğu yakınlığı ve saygıyı anlattı. Zeki Müren’in, Pekkan’a sadece sahne deneyimlerini aktarmakla kalmayıp, aynı zamanda onu duygusal anlamda da sahneye hazırladığına dikkat çekti.
"Eko Verildi, Kıyamet Koptu"
Ancak, Pekkan’ın Zeki Müren ile yaşadığı anıların hepsi bu kadar pozitif değil. Pekkan, Müren’in sinirli hallerine de tanık olduğunu belirterek, bir sahne programında yaşadıkları mikrofon krizini anlattı. O dönemde AKG kare mikrofonlarının kullanıldığını belirten Pekkan, sesinin boğuk geldiğini ve biraz eko istediğini söyledi. "Eko verdiler," diyen Pekkan, programın ardından büyük bir gerginlik yaşandığını ve arka planda kıyametin kopmaya başladığını ifade etti. "Dayak yiyor çocuklar, 'Niye verdiniz ekoyu?' diye," diyerek, o dönemde müzik dünyasında hakim olan sert kuralları ve disiplin anlayışını eleştirdi. Pekkan, bu olayın kendisine, o dönemin "faşist ruhunu" gösterdiğini ancak her şeye rağmen bunu tatlılıkla karşıladığını söyledi.
Yeni Nesil Sanatçılara Eleştiri: "Para Kazanmak İçin Yapıyorlar"
Ajda Pekkan, aynı zamanda müzik dünyasındaki değişimi de eleştirdi. Genç meslektaşlarının müziğe olan tutkusunun eskisi gibi olmadığını belirten Pekkan, “Herkes ‘Nasıl para kazanırım’ derdinde. İçlerinde o eski müzisyenlik yok,” diyerek, müzik sektöründe sadece maddi çıkar peşinde koşan bir anlayışın hakim olduğunu dile getirdi. Eskiden sabah-akşam konserler veren bir sanatçı olarak, bugünlerde aynı tempoda performans sergilemeyi reddettiğini belirten Pekkan, “Artık bizim bir marka ismimiz var. Öyle her yerde konser veremeyiz, ancak büyük konserlerde yer alabiliriz,” diyerek, sanatın sadece paraya dönüştüğü bir dünyada sanatçının da kendi değerini koruması gerektiğinin altını çizdi.
Ajda Pekkan’ın Zeki Müren ile geçirdiği yıllara dair anlattıkları, sadece iki büyük sanatçının arasındaki derin bağın değil, Türk müziğinin tarihindeki dönüşümün de bir yansıması. Pekkan’ın, Müren’den aldığı sanat dersi, onun sahneye adım attığı ilk yıllardan itibaren sanata olan tutkusunun temel taşlarını oluşturmuş. Ancak günümüz müzik dünyasında Pekkan’ın ifade ettiği gibi, eskiden olduğu gibi sadece sanat için yapılan işlerin sayısının azalması, belki de müzik sektöründe kaybedilen en büyük değer.