Bu durum, gözaltına alınan ve ardından serbest bırakılan gazeteci Gökhan Özbek’in yaşadıklarıyla bir kez daha gözler önüne serildi.
Özbek, sabah saatlerinde gözaltına alındığını duyurmuş ve akşam saatlerinde serbest bırakıldığını sosyal medya üzerinden takipçilerine açıklamıştı. Serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, 2022 yılında Osman Kavala iddianamesindeki hukuksuzlukları eleştirdiği için verilen hapis cezasının adli para cezasına çevrildiğini ve ödemesini yaparak özgürlüğüne kavuştuğunu belirtti. Özbek, yaşadığı bu deneyimin, Türkiye'deki gazetecilerin karşılaştığı baskıların bir yansıması olduğunu ifade etti.
"Yaptığım yorumlar ve analizler sürekli soruşturma ya da dava konusu olsa da işimizi yapmaya devam edeceğiz," diyerek, hem meslektaşlarına hem de kamuoyuna güçlü bir mesaj verdi. Özbek'in sözlerinde, gazeteciliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir direniş biçimi olduğunu vurgulayan bir ton vardı.
Özbek, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma gizliliğini ihlal suçlamasıyla ilgili bir duruşmaya katılacağı sırada gözaltına alınmasının da Türkiye’ye özgü bir durum olduğunu belirtti. Bu ifade, sadece bir bireyin yaşadığı bir hukuk ihlali değil, daha geniş bir toplumsal sorunun da göstergesi. Türkiye’de, gazetecilerin özgürce işlerini yapabilmesi, gün geçtikçe daha zor hale geliyor.
Özbek, serbest bırakılmasının ardından yaptığı açıklamada, "Normalleşecek halimiz yok, dün de bugün de yarın da bağımsız gazetecilik yaparak hukuksuzluklarla mücadele edeceğiz" diyerek, mesleğini her koşulda savunma kararlılığını yineledi. Bu sözler, hem bir direniş hem de gazeteciliğin gerçek anlamına dair güçlü bir vurguydu. "Dayanışma bizi güçlendirir" diyerek, gazetecilerin birbirlerine olan desteğini de ön plana çıkardı.
Türkiye’deki gazetecilik ortamı, giderek artan baskılar, sansürler ve hukuksuzluklarla şekillenirken, Gökhan Özbek gibi bağımsız gazeteciler, bu karanlık ortamda gerçeği aramanın ve kamuoyunu bilgilendirmenin önemini hatırlatıyor. Özbek’in serbest bırakılması, bir yandan bireysel bir zaferi işaret ederken, diğer yandan bağımsız gazeteciliğin zorluklarla yüzleşmeye devam edeceğini gösteriyor.
"Umudun ötesinde, gerçeğin kıyısındayız…" diyen Özbek, yalnızca kendisinin değil, tüm bir toplumsal yapının mücadelesini de dile getiriyor. Bu mücadele, özgür ve bağımsız bir basının, hukuksuzluklara karşı dimdik ayakta durabilmesinin mücadelesi. Gökhan Özbek'in sözleri, gazeteciliğin sadece bir iş değil, aynı zamanda bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyor.