Bu felaket, 13 ilde büyük yıkıma neden olurken, 200 milyon ton yıkıntı atığı ortaya çıkardı. Bu devasa miktardaki atığın yönetimi, çevresel, sağlık ve ekonomik etkiler açısından büyük bir kriz oluşturuyor. İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), bu krizi aşmak amacıyla “Kentsel Dönüşüm, Deprem ve Olası Diğer Afetler Sonucunda Oluşacak Yıkıntı Atıklarının Yönetimi Rehberi”ni hazırladı.
200 Milyon Ton Yıkıntı Atığı: Korkutan Bir Büyüklük
Depremler sonrası yapılan ilk tahminler, 100 milyon ton civarında enkaz oluşacağı yönündeydi. Ancak, ilerleyen günlerde yapılan hasar tespit çalışmaları, toplamda 200 milyon ton yıkıntı atığının meydana geldiğini ortaya koydu. Birleşmiş Milletler’in açıkladığı bu rakam, dünya çapında yaşanan depremler arasında en yüksek yıkıntı atığı miktarını temsil ediyor. Bu denli büyük bir atık miktarının yönetilmemesi, uzun vadeli çevre kirliliği, sağlık sorunları ve ekonomik kayıplara neden olabilir.
Geri Dönüşüm Potansiyeli ve Uluslararası Deneyimler
Yıkıntı atıkları, cam, plastik, metal, ahşap gibi geri dönüştürülebilir bileşenlerin yanı sıra, beton, tuğla ve jips gibi değerli malzemeler de içeriyor. Avrupa Birliği, 2020 yılına kadar yıkıntı atıklarının yüzde 70'inin geri dönüştürülmesini hedeflemiş ve bu oran, günümüzde yüzde 74’e ulaşmıştır. Hollanda, Finlandiya, Almanya ve Belçika gibi ülkelerde bu oran yüzde 90’ın üzerindedir. Türkiye’de ise yıkıntı atıkları yönetimi konusunda henüz resmi istatistikler ve yeterli altyapı mevcut değil.
Türkiye’deki Yönetim Stratejileri ve İhtiyaçlar
6 Şubat depremlerinin ardından, Türkiye’de geçici depolama alanları oluşturuldu. Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır ve Kilis’te çeşitli geçici sahalar kuruldu ve atıklar bu alanlara taşındı. Ancak, mevcut durumda enkazın sadece yüzde 10’u geri dönüştürülebilmiştir. Geri dönüşüm potansiyelinin değerlendirilmesi, kentsel dönüşüm ve yeniden inşa sürecinde büyük önem taşıyor. Yıkıntı atıklarının geri dönüştürülmesi, bölgesel ekonomiyi destekleyebilir ve inşaat sektörünün sürdürülebilirliğini artırabilir.
Öneriler ve Gelecek Adımlar
Türkiye’de yıkıntı atıkları yönetimi için çeşitli stratejiler önerilmektedir. Bunlar arasında ulusal bir Yıkıntı Atıkları Eylem Planı oluşturulması, seçici yıkım kılavuzlarının hazırlanması, eğitim ve sertifika programlarının düzenlenmesi bulunmaktadır. Ayrıca, kamuda geri dönüştürülmüş ürünlerin teşvik edilmesi, geri dönüştürülmüş agrega pazarının oluşturulması ve atık bertaraf maliyetlerinin artırılması gibi önlemler de önemlidir. Dijital teknolojilerin kullanımıyla sistemin ölçüm ve izlenebilirliğinin artırılması, yıkıntı atıkları veri envanterinin oluşturulması gerekmektedir.
Sürdürülebilir Kalkınma İçin Kritik Adımlar
Türkiye’nin yaşadığı büyük afet, yıkıntı atıkları yönetiminde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu krizin üstesinden gelmek ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için etkili yönetim stratejilerinin geliştirilmesi, gerekli altyapının kurulması ve ulusal politikaların oluşturulması kritik önem taşımaktadır. Gelecekte benzer krizlerin etkilerini azaltmak ve inşaat sektörünün döngüselliğini artırmak için bu adımların atılması gerekmektedir.