Emekli, dul ve yetim aylıkları, sağlık hizmetleri, işsizlik ödenekleri, aile ve çocuk yardımları gibi sosyal destek kalemlerini kapsayan harcamalar, 2022 yılında Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) sadece %8,5’ini oluşturdu. Bu oran, 2012 yılında %12,2 seviyesindeydi.
AB Ortalaması Çok Yüksek
Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (EUROSTAT) verilerine göre, AB ülkeleri sosyal koruma yardımları için GSYH’nin %26,9’unu ayırırken, Türkiye’nin harcama oranı %8,5 ile son sırada yer aldı. AB içinde sosyal korumaya en az bütçe ayıran ülke İrlanda bile GSYH’sinin %11’ini sosyal korumaya harcadı. Türkiye’ye yakın bir diğer ülke ise %11,9 oranıyla Arnavutluk oldu.
Emekli Aylıkları Öne Çıkıyor
AB ülkelerinde sosyal koruma yardımlarının %46,3’ü emekli, dul ve yetim aylıklarına ayrılırken, bu oran Türkiye’de %56,6’ya çıktı. Ancak, GSYH’ye oranlandığında AB’de emekli aylıklarına harcanan pay %12,4 iken, Türkiye’de bu oran yalnızca %4,8’de kaldı. Bu alanda Türkiye’den daha düşük harcama yapan tek ülke ise %3,5 ile Danimarka oldu.
Sağlık ve İşsizlik Ödenekleri Yetersiz
Türkiye'de sosyal koruma harcamalarının %31,3'ü sağlık hizmetlerine ayrılırken, işsizlik ödenekleri ve konut yardımları toplam harcamaların yalnızca %1’ini oluşturdu. Aile ve çocuk yardımlarına ayrılan pay ise %6,6 ile sınırlı kaldı.
AB ile Fark Büyüyor
AB ülkelerinde 2022 yılında sosyal koruma yardımlarının %30’u sağlık hizmetlerine, %8,6’sı aile ve çocuk yardımlarına, %7,0’si engelli yardımlarına, %4,1’i işsizlik yardımlarına, %3,9’u ise konut/barınma yardımlarına ayrıldı. Türkiye, işsizlik ve konut yardımları gibi alanlarda AB ülkeleri ile kıyaslandığında oldukça düşük seviyelerde kaldı.
Komşular Daha İyi Durumda
Komşu ülkelerden Yunanistan GSYH’sinin %24’ünü, Bulgaristan %18,1’ini, Romanya ise %16,1’ini sosyal koruma harcamalarına ayırdı. Türkiye'nin bu alandaki gerilemesi, sosyal koruma politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi.
Uzmanlar, Türkiye’nin sosyal koruma harcamalarının yeniden artırılması gerektiğini vurgularken, mevcut bütçenin dar gelirli kesimler üzerindeki etkisinin yetersiz olduğuna dikkat çekiyor.