Şehir, deprem öncesindeki yaşamı, tarihi dokusu ve insanlarının sıcacık gülümsemeleriyle anılarda yaşıyor.
Bir Zamanlar Osmaniye
Deprem öncesi Osmaniye, Çukurova’nın yeşil bağları, tarihi sokakları ve geleneksel mimarisiyle adeta bir cazibe merkeziydi. Şehir merkezinde yükselen tarihi konaklar, sabahın ilk ışıklarında kurulan canlı semt pazarları ve sokaklarda yankılanan çocuk sesleri, bugün hâlâ birçok Osmaniyelinin hafızasında tazeliğini koruyor.
Kent Meydanından Yaylalara: Hatıralar Canlanıyor
Deprem öncesinde Osmaniye’nin merkezinde yer alan Atatürk Parkı, şehirde sosyal yaşamın merkeziydi. İnsanlar burada buluşur, doğanın tadını çıkarır, festivaller ve etkinliklerle bir araya gelirdi. Karatepe-Aslantaş gibi tarihi bölgeler ise geçmişin izlerini günümüze taşıyarak hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekerdi.
Yaylalar ve Doğal Güzellikler
Yaz aylarında Karataş Yaylası’nda kahvaltı yapmak, Osmaniyelilerin vazgeçilmezlerinden biriydi. Serin rüzgarların eşliğinde yapılan aile piknikleri, deprem öncesi Osmaniye’nin sıcak aile bağlarının en güzel örneklerindendi.
Depremden Sonra Özlemle Anılan Sokaklar
Depremle birlikte birçok bina yıkıldı, sokaklar harabeye döndü. Ancak o sokaklar, geçmişte sevdiklerine kavuşanların adımlarıyla doluydu. Evlerin önündeki sohbetler, bahçelerde demlenen çaylar, komşuların birbirine ikram ettiği yemekler, bugün yokluğuyla daha derinden hissediliyor.
Osmaniyelilerin Hafızalarında Yaşayan Bir Şehir
Deprem, büyük bir yıkıma neden olsa da, Osmaniye’nin ruhunu silemedi. Eski günlerin hatıraları, şehir halkının dayanışma ve yeniden inşa azmiyle birleşerek gelecek nesillere aktarılacak birer hikaye oldu.
Şimdi, depremden önceki Osmaniye’yi fotoğraflarla ve anılarla hatırlamak, şehrin yeniden ayağa kalkması için bir motivasyon kaynağı. Osmaniyeliler, bu hatıraları yaşatarak, şehrin yeniden canlanacağına yürekten inanıyor.
"Geçmişimiz, geleceğimizin teminatıdır" diyen Osmaniyeliler, o huzurlu günlere yeniden kavuşmayı umutla bekliyor.