Cuma namazı için gerçekleştirilen toplu ibadet, camilerin toplum için taşıdığı manevi değeri bir kez daha gözler önüne serdi.

Cami ve mescitler, Müslümanların ibadetlerini gerçekleştirdiği, aynı zamanda toplumsal birlik ve beraberliğin pekiştiği alanlar olarak öne çıkıyor. Hutbede, camilerin sadece ibadet yerleri değil, aynı zamanda ilim ve irfanın merkezleri olduğu vurgulandı. Din görevlisi, camilerin geçmişten günümüze kadar inşa edilen bir medeniyetin temeli olduğunu belirtti. "Camiler, hepimizin karakterini inşa eden, adalet ve merhamet duygularımızı pekiştiren mekânlardır," dedi.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s)’in camilerin Allah katında en sevilen yerler olduğunu ifade eden din görevlisi, “Camilerimizi yalnız bırakmayalım. Beş vakit namazlarımızı camilerde eda edelim ve gençlerimizi bu manevi iklimden mahrum etmeyelim,” şeklinde çağrıda bulundu.

Ayrıca, hutbede, camilerin inşası ve korunmasının Müslümanlar için bir görev olduğu, bu mekânlara zarar vermenin büyük bir zulüm olarak nitelendirildiği ifade edildi. “Bugün Gazze’de olduğu gibi camilerin hedef alındığı durumlar karşısında, camilerimizi ihya etmek, onları ilim ve irfan merkezi haline getirmek hepimizin sorumluluğudur,” denildi.

Hutbenin sonunda, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanacak olan Camiler ve Din Görevlileri Haftası’na vurgu yapılarak, din görevlilerinin toplumu din konusunda bilgilendirmedeki önemi hatırlatıldı. "Bu vesileyle, camilerin maddi ve manevi imarı için gayret gösteren herkese teşekkür ediyoruz," diyerek camilere sahip çıkmanın önemini bir kez daha dile getirdi.

Cami ve mescitler, toplumun manevi hayatının merkezinde yer alırken, din görevlileri de bu değerlerin korunmasında ve yaşatılmasında önemli bir rol üstleniyor. Cuma namazına katılan cemaat, hutbenin ardından bir araya gelerek, birlik ve beraberlik içinde ibadetlerini yerine getirdi.

Cuma Hutbesi: "Şahsiyetimizi İmar Eden Kutlu Mekân: Cami"

Tarih: 27 Eylül 2024

Yurtta Sıcaklıklar Düşüyor, Bazı Bölgelerde Kar ve Yağmur Bekleniyor Yurtta Sıcaklıklar Düşüyor, Bazı Bölgelerde Kar ve Yağmur Bekleniyor

Muhterem Müslümanlar!

Huzur ve güvenin, rahmet ve bereketin kaynağı olan camiler ve mescitler, Yüce Rabbimize kulluğumuzu arz ettiğimiz, hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’i öğrendiğimiz ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in güzel ahlakıyla tanıştığımız mabetlerdir. Camiler, aynı safta omuz omuza durduğumuz, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz maneviyat ocaklarıdır. İnsanlığı tevhide, kurtuluşa, hayra ve iyiliğe çağıran hakikat merkezleridir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, “Şehirlerde Allah’ın en çok sevdiği yerler, camilerdir.” [Müslim, Mesâcid, 288.]

Aziz Müminler!

Camiler, sadece ibadetlerimizi eda etmek için toplandığımız yerler değildir. Aynı zamanda herkesin ilim ve irfanla buluştuğu, bilgi ve hikmetle yoğrulduğu, adalet ve merhametle şahsiyetini inşa ettiği eğitim yuvalarıdır. Ecdadımız, camilerin bu eşsiz ruhundan ilham alarak muhteşem bir medeniyet inşa etmiştir. Cami merkezli bu medeniyetin özünde Kur’an ve sünnete bağlılık vardır.

İyi bir eş, hayırlı bir evlat, şefkatli bir anne-baba, güvenilir bir komşu olmak; akrabayı, yetimi, öksüzü ve kimsesizi gözetmek; helalinden kazanmak, harama el uzatmamak; iş ve çalışma hayatında doğruluğu şiar edinmek gibi erdemler camilerde pekişir. Ahîlik geleneğinde yer aldığı üzere, geçmişten günümüze esnaf ve zanaatkâr arasında dayanışma, dürüstlük, adalet, ahlak ve çalışkanlık gibi değerleri özendirmek de camilerin ruhunu yansıtır.

Kıymetli Müslümanlar!

Medeniyetimizin temeli, şehirlerimizin kalbi olan cami ve mescitleri inşa etmek, tamirat ve tadilatlarını yapmak Müslüman olmamızın gereğidir. Onları tahrip etmek, ibadet yapılmasına engel olmak büyük bir zulümdür. Yüce Rabbimizin uyarısı gayet açıktır: “Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır!” [Bakara, 2/114.]

Bugün Gazze’de olduğu gibi şehirleri işgal eden zalimlerin hedeflerinden biri de camilerdir. Müslümanların görevi, camileri inşa ve ihya etmektir. Camileri ihya etmek, onların ilim ve irfan merkezi olma hüviyetlerini devam ettirmektir. Camilerde öğrendiğimiz bilgilerle hayatımızı mamur kılmak ve İslam’ı en güzel şekilde yaşayıp temsil etmek önemlidir.

Öyleyse Değerli Müminler!

Cami cemaatlerimizi yalnız bırakmayalım. Cuma ve bayram namazlarının yanı sıra beş vakit namazlarımızı da camilerde eda edelim. Göz aydınlığı çocuklarımızı ve geleceğimizin teminatı gençlerimizi camilerin manevi ikliminden mahrum etmeyelim. Unutmayalım ki, camiye giderken attığımız her adım, günahlarımızın affına, yuvamızın huzuruna ve kazancımızın bereketine vesile olacaktır.

Aziz Müslümanlar!

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri arası Camiler ve Din Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Din görevlileri, cami ve mescitlerde, Kur’an kursu ve farklı alanlarda görev yapan, toplumu din konusunda doğru bilgi ile aydınlatan müstesna insanlardır. Onlar, ömürlerini din hizmetine vakfetmiş, toplumun manevi imarına katkıda bulunan gönül erleridir.

Bu vesileyle, camilerimizin maddi ve manevi imarı için gayret gösteren, din hizmetine adamış hocalarımıza, camilerin inşa ve ihyasına destek veren hayır sahiplerine ve bütün cemaatimize teşekkür ediyor, ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum.

Editör: Resul Özdil