Yaş 56 ve hala 12 Eylül darbecilerinin hazırladığı ve kaşla, göz arasında kabul ettirilen ama delik deşik edilen Anayasa ile ilgili bugünkü düşüncelerimi yani 12 yıl önce yazdıklarımın bir yenisini yeniden tartışıyoruz.

İsimlerin değiştiği ama konunun aynen  değişmediği Anayasa tartışmalarının da aynı olması bir o kadar ilginç ve de düşündürücü..
Yani kendi ekseni etrafında saat yönünün tersine dönen ve bu dönüşünü 24 saatte tamamlayan etrafında dönüp, duran dünyadan farklı olmayan bir durum gördüğümüz Anayasa tartışmaları ile ilgili 12 yıl önce 'Bu Meclis Anayasa Yapar mı?'  başlıklı dünkü değil, yıllar önce ele aldığım bir çok yazım gibi hiç mi hiç anlamını kaybetmemiş ve Baba Vanga olarak bilinen Bulgar kahinini kıskandıracak bir bakışla yazıya döktüğümü de düşünüp, içinde bulunduğumuz acınası halimize acı acı gülümsüyordum.
Evet, Baba Vanga'nın tutmayan bir çok tahminî gibi bir duruma düşen ülkedeki Anayasa ile ilgili tartışmalarla ilgili 12 önce ele aldığım yazıyı yeniden okurken yeni bir yazı daha yazıp, kendimi yormaktansa uydu üzerinden yayın yapan ulusal tv TEMPO TV'de pazar günü saat: 15.00'da canlı olarak sunduğumuz programımıza ve güncel haberlerimize bakmak daha mantıklı diyordum.
Çünkü bu kez bizzat Bahçeli'ye havale edilen DEM'lilerin de Bahçeli ve MHP'lilerinde muhatabı diye kabule ettiği Öcalan'a havale ettiği, Erdoğan'ın 'Görüşüyorlar' diyerek konuyu kısa geçtiği, ulusalcı tayfanın ise  'Önceki gibi tutmaz' diyerek tartışmalara İsrail'den beter bir şekilde adeta bombardımanla yaklaştığı görülen  Anayasa tartışmalarını bugün yazmış gibi olan  ve bu gidişle 30 hatta 40 yıl daha bekleneceği görülen 12 yıl önceki yazım şöyle;

Bu Meclis Anayasa Yapar mı?

Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i (şu an adı bile anılmıyor) izliyorum, katıldığı (sarılaştığı söylenen stklardan) Kamu-Sen  toplantısında herkesi yeni Anayasa'ya katkı sunmaya davet ediyor ve ekliyor; 'Başaramasak bir 30 yıl daha bekleriz, haberiniz ola' diyor..
İnsanın gözlerini yaşartan Çiçek'in bu çağırısını izlerken 10 yıldır mecliste iktidar olan, hatta Anayasayı tümünden, baş aşağı edecek bir çoğunluğa sahip olmasına karşın partisinin niye bunu başaramadığını da insan merak etmiyor değil..
Gerçi bir başörtüsü olayını bile çözemeyen AKP'nin kurmayı Çiçek'in ve AKP'nin bu konuda ne kadar samimi olduğunu da bu konulara duyarlı olan insanlarca da merak ediliyor. Gerçi İktidarın baskısı ve korkusu nedeniyle öne çıkarılmayan onca aydın ve önde gelen Anayasa profesörünün iktidar partisinin böyle bir niyetinin olmadığını, tam aksine 12 Eylül Cuntasının hazırladığı Anayasa'nın kendisini var eden bir gerçek olduğunu ve AKP'nin kendisini var eden böyle önemli bir metayı ortadan kaldırma gibi bir yanlışlık yapmayacağını da ileri sürüyorlar.
Evet, Anayasa Komisyonunda bulunan BDP'li (şimdi ki DEM) Profesörü (şimdi ki Esenyurt 
Belediye Başkanı) bile içeri attıran bir anlayışın yeni bir Anayasayı değiştirme gibi  planının olmadığı her geçen gün biraz daha netleşirken, asıl amacının mevcut statükoyu (ulusalcı tayfa ve onların etkisine her gün biraz daha giren mevcut iktidar) koruma bekçiliği olduğu da her geçen gün berraklaşıyor.